Tarihin başından beri insanlar tarafından değerli görülen altın modern çağda, yeni ekonomik trendlerin ve enflasyonun gerekli görüldüğü zaman olan günümüzde parasının değerini korumak isteyenler için güvenli liman olarak işlev görüyordu. Peki son zamanlarda ne oluyor?

Kuyumcular ilk olarak altın karşılığında senet vererek kağıt paranın ortaya çıkmasını sağladılar. Kağıt para ve faiz bankacılık sektörünün gelişmesini sağladı. Tabii onlar kendilerini iş yapan, toplum içerisinde saygın insanlar olarak görebilirler. Fakat çoğu kişi böyle düşünmüyor. Onlar birer kan emicidir. Her neyse… Şimdi ise bankacılar kendilerinin gelişmesini sağlayan kağıt paranın doğduğu yerin gelirine ortak olmak için kolları sıvadılar. Kuyumcuların işine yeni ortak geliyor. Elbette oyunda yeni oyuncuların olması oyunun kurallarında bir takım değişikliklere neden oluyor.

İstatistiğin her şey olmasa da çok şey olduğu şu zaman diliminde kimin elinde ne kadar mal varlığı var, kimler kazanıyor, kimler kaybetmenin eşiğinde bunlar daha önce kuyumcular tarafından anlık olarak bilinmiyordu. Bankacılık sektörü ise işin çoğunun bilgisayarlar ile yapılan bir sektör olduğu için istatistikler daha kolay tutuluyor ve anlık gelişmelerden anında haberdar olunabiliyor. Ve anlık tepkiler verilebiliyor. Bankacılar paranın nereden, kime aktığından da haberdar oldukları için fazla bir risk almadan büyük kazançlar elde edebilecekleri işlere girişebiliyorlar. Bu elbette toplumun bir kesimi için faydalı, bankacılar için ve parasını faize yatıranlar için. Peki geri kalan kesim için durum nasıl? Onlara verilecek pek güzel haber yok maalesef. Özellikle bankalar altın işine girdikten sonra, sıradan insanın güvenli liman olarak gördüğü bu sarı metal daha riskli bir hal aldı. Çünkü artık anlık olarak toplu bir şekilde alım satımlar çoğaldı bu da fiyat dalgalanmasını arttırdı. Sadece bu da değil bankalar da kendi adlarına altın alım satımı yapacak duruma geldiler. Hem de büyük miktarlarda. Artık altın, borsa kadar riskli bir duruma geldi.