Başımı kaldırıp gökyüzüne bakmak istiyorum. Uçan kuşları görmek için. Gözlerin, kuşların ve gökyüzünün olmadığı gün gelmeden önce…

Son zamanlarda İmam-ı Rabbani Hazretlerinin Mektubat’ını dinlemeye iyice kendimi kaptırdım. Alemlerin Rabbi olan Allah bana ne büyük bir nimet ihsan eylemiş. Hamdolsun! Bu hayatta hep yokluk çekmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki ben payıma düşenden razıyım. Peki, nedir o? Onun dostlarını erken yaşta tanımak.

Birçok kimsenin ayağının kaydığı şu kötü zamanda, bu yeterli olmazmış gibi Allah’ı arayanlar, ona kullukta öne geçmek isteyenler hep yanlış yollara ya da yanlış insanlara denk gelmesi nedeni ile bu amaçlarına ulaşamıyorlar. Hep oyalanıyorlar. Bir ihsan sahibi arıyorlar da zamanın bereketsizliği yüzünden bulamıyorlar. Biz ne kötü insanlarız ki, peygamberine arkadaş olmaya bile layık olmadığımız için onun zamanında doğmadık. Yine de müslüman olduğumuz için halimize şükredelim. Elhamdülillâh!

Beyin yıkama literatürde zihin kontrolü olarak geçiyor. Bir anlamda kendi düşünce ve fikirlerini bir başkasına empoze etmek onu kendi fikirlerinden caydırmaktır. Böylece hedef alınan grup veya kişi beyin yıkama sonucunda yeni fikirlerin bağnaz bir savunucusu durumuna geçer. Bunu en büyük örneği Nazi Almanyası döneminde Hitler tarafından uygulanmış olan propaganda yöntemleridir. Böylece halk onun fikirlerinin esiri haline gelmiş düştükleri durumu ancak savaş sonuçlanınca tüm açıklığı ile görebilmişlerdir. Şimdi Hitler’in davasında haklı olup olmaması başka bir mevzudur. Fakat yaptığı şey ve kullandığı yöntemler bugün bir çok politik önder tarafından kopyalanarak uygulanmakta ve hâlen de işe yaramaktadır. Peki beyin yıkama sırasında en dikkat edilmesi gereken nokta nedir? Elbette kurbanın bunun farkına varmaması veya bilse bile buna istekli olmasıdır.

Günümüzde beyin yıkama göz önünde ve herkesin rızası ile yapılmakta. En çok okullarda henüz dünya hakkında pek fikri olmayan çocukların beyinleri devlet yönetiminde yetişkinlerin rızası ile yıkanmakta. Yetişkinler ise zaten oligarkların güdümünde olan medyanın etkisinden hiç çıkamamakta. Biz beyin yıkamayı tasavvuf yönünden ele alırken günümüzü değil de geçmişteki şeklini ele alacağız.

Tasavvuf bir beyin yıkama yöntemi olarak ele alındığında hedef grubunu diğer hedef gruplarından ayıran bir özellik hemen göze çarpar o da bu işe istekli olmalarıdır. Bu kişilere “talip” denir.

Tasavvuf bazıları tarafından bir din olarak algılanıyor. Halbuki tasavvuf İslam dinini en saf haliyle yaşamak isteyenlerin gittikleri bir okul ve aldıkları derstir. Nasıl ki, bir meslekte uzmanlaşmak isteyen kişi o mesleğin okuluna gider ve uzmanlık kazanırsa tasavvuf mertebelerinde ilerleyen kişide Allah’ın sevgisini kazandıracak hususlarda uzmanlaşır, ibadetler onlar için zahmetli bir iş olmaktan öteye geçerek zevkle yapılır hâle gelir.

Tasavvuf yolunda ilerlenirken en önemli hususlardan biri de bu yolda olmayanlar ile ilişkiye en aza indirmektir. Bu bir “yankı odasına” benzetilebilir. Sadece kendi gibi olanlarla bir arada olmak aynı yolda ilerlemek yolun meşakkatini azaltacak ve ilerlemeyi kolaylaştıracaktır. Bir grubunun beynini yıkamak bir kişinin beynini yıkamaktan kolaydır. Özellikle grup daha önceden hedef alınan başka kurbanlar içeriyorsa. Böylece kişi her ne kadar yeni fikre muhalif olsa da grubun telkinleri ile önce kendi fikrinden şüphe duyacak daha sonra yavaş yavaş yeni fikri benimseyecektir.

Bir başka husus ise, başka şey düşünülmesinin önüne geçmektir. İster siyasi konular da olsun ister tasavvuf konusunda talipler mevzusunda olsun beyni yıkanacak kişi daima yeni fikir ile meşgul olmalı dünyanın en önemli meselesi buymuş gibi hareket etmelidir. Adeta bir ölüm kalım meselesi gibi ele almalıdır.

Hedefin ulaşılamaz bir konumda bulunması taliplerin şevkini artırması bakımından ele alınması gereken bir başka konudur. Hedef ulaşılamaz olmalı fakat ümidi de kırmamalıdır.

Bu konuda anlatılacak daha çok şey var fakat zaman az ve imkan kısıtlı. Son söz olarak şunu da eklemek isterim; beyin yıkama her zaman dış müdahale ile gerçekleşmez kişi kendi beynini kendi de yıkar. Seçtiği arkadaş grupları ile yapar bunu ya da söylediği bir söz ile seçer yolunu. Ve olması gereken olduğu zaman da artık yolun sonuna gelmiş bu dünyada ki vakti tükenmiştir. Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun!