İşçiler/çalışanlar en temelde sınıfsal dayanışma arayışının bir sonucu olarak sendikalar kurar veya var olanlara katılırlar. Ancak sendikaya katılmanın görünen ve ifade edilen gerekçeleri farklılaşabilir. Bu farklılıklar diğer bölümlerde vurgulanan ülkeler ve sendikal yaklaşımlar arasındaki farklılıklarla ilgili olduğu gibi, çalışanların toplumsal ve bireysel ihtiyaçları, beklentileri ve bilinçleriyle de yakından ilgilidir. İşçilerin sendikaya üye olma nedenleri, bir bakıma sendikadan beklentilerini ve bu beklentilerin karşılanma derecesine bağlı olarak, sendikalarına ilişkin memnuniyet ve bağlılık düzeyini de belirler.

Farklı ülkelerde yapılan araştırmalar işçilerin farklı güdülerle sendikalara üye olduklarını göstermektedir. Örneğin işçiler dayanışma sağlama ve kolektif eylemde bulunma gerekliliğine inandığı için sendikalara üye olma eğilimleri Avrupa işçileri arasında ABD’li işçilere göre daha yaygındır (Urhan, 2005, 293). Yapılan araştırmalar işçileri sendikaya üye olmaya motive eden nedenlerin kolektif ve bireysel olmak üzere iki ana gruba ayrılabileceğini gösterir. Sendikaların geleneksel rollerinden birisi olan, işçilerin işyerinde duydukları destek ihtiyacının karşılanması, sendikaya üyelikte motive edici nedenlerin başında gelir. Sendikalar işyerinde hoşnutsuzluk ve gerilim yaşayan işçilere, işverenlere karşı kolektif bir güç ve imkân sağlamaktadırlar.

İşçilerin, daha iyi çalışma koşulları, ücret ve iş güvencesi sağlayarak çıkarlarını yükseltme arzusu da sendikalara üye olmalarında önemli bir gerekçedir. Bireysel nedenlerden kaynaklı üyelik ise daha çok işin dışındaki çıkarları arttırmaya yöneliktir. Bunlar profesyonel sendikal hizmetler (kredi kartı, özel sigorta, parasız hukuk hizmetleri, tatil olanakları vb.) ve öncelikle ABD’de görülüp 1980 sonrası Avrupa ülkelerinde de yaygınlaşmaya başlayan finansal hizmetlerdir (Urhan, 2005, 294). Ülkemizde yapılan araştırmaların sonuçları da; sendika üyesi işçilerin üye olma nedenleri arasında, sendikaların sunduğu bireysel hizmetlerden çok, çalışma koşullarının dayanışma içinde, birlikte mücadeleyle düzeltilmesi olarak ifade edebileceğimiz kolektif nedenlerin ağırlık kazandığını göstermektedir.

Yaş ve cinsiyet gibi değişkenler işçilerin sendikaya üyelik nedenleri arasında belli ağırlık farkları yaratmaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, kadın işçiler işyerin de destek konusunu erkek işçilere göre daha fazla önemsemektedirler. Buna karşılık erkek işçilerin yarısı “sendikacılığa inandığı için” üye olduğunu belirterek daha yüksek bir fikri bağlılık derecesi sergilemektedir. Diğer taraftan 25 yaş ve altındaki işçilerin diğer yaş gruplarına göre daha fazla oranda, ücret ve çalışma koşullarını geliştirmek amacını güttüğü görülür. Orta yaş grubundaki işçiler arasında ise işyerinde destek sağlamak, sendikaya üye olmada en önemli etken olarak görülmektedir. İşçilerin yaşı arttıkça sendikacılığa inandığı için üye olanların oranında artış gözlenir.

Yeni üyeler kazanmak ve onlar için toplu pazarlık yapmak, yani örgütlenmek tüm dünyada sendikaların en yaşamsal gündemlerindendir. Üye kazanmak hiçbir zaman kolay bir uğraş olmamıştır ama geçirdiğimiz son yirmi-otuz yılda durum daha da zorlaşmıştır. Yine de sendikalar örgütlenmek için arayışlarını ve çabalarını çok farklı yollarla sürdürmektedirler.