İşçi ve işveren kural olarak iş sözleşmesi yapıp yapmama, yapacaksa kiminle kurulması konusunda serbesttir. Bu serbestlik Borçlar Hukuku’na hakim olan sözleşme özgürlüğü prensibinin iş hukukuna yansımalarından birisidir. Ancak kural bu olmakla birlikte sosyal hayattaki dengeler açısında kanun koyucu bazı sınırlamalar getirmiş ve bazı hallerde iş sözleşmesi yapma zorunluluğu getirmiş bazı hallerde de iş sözleşmesi yapmayı yasaklamıştır.

İş Sözleşmesi Yapma Yasakları Nelerdir?

Kural olarak İş Kanunu m.71/1’e göre on beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Bu kuralın istinası ise on dört yaşını doldurmuş olmakla birlikte ilköğretimi tamamlamış olan çocukların; zihinsel, bedensel ve ahlaki gelişimlerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamlarına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilmeleridir. On dört yaşından küçükler için ise sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde çalışmaları mümkün kılınmıştır. Bu istisnalar dışında on beş yaşını doldurmamış çocuklarla iş sözleşmesi yapmak yasaktır.

Bunların yanı sıra İş Kanunu’na göre on beş yaşını tamamlamakla birlikte on sekiz yaşını bitirmeyenler genç işçi statüsündedir. On beş yaşından küçükler ise çocuk sıfatına haizdir. Kanun koyucu sanayi işlerinde on sekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılmasını yasaklamıştır. Bu nedenle bu kişilerin gece sanayi işlerinde çalıştırılması iş sözleşmesi yapma yasalarındandır.

İş Kanunu m.72’ye göre ise maden ocakları ve kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışacak işlerde on sekiz yaşını doldurmamış erkeklerin çalışması yasaklanmıştır. Her ne kadar kanun lafzında erkeklere ilişin bir yasak olsa da evleviyetle kadınların da çalıştırılmasının yasak olduğunu söylemek mümkündür.

Bu yasakların yanı sıra yabancılara ilişkin bir yasak daha öngörülmüştür. Buna göre çalışma izni olmaksızın yabancıların kural olarak Türkiye’de çalışmaları veya çalıştırılmaları yasaktır.

İş Sözleşmesi Yapma Yükümlülükleri Nelerdir?

İş sözleşmesi yapma yükümlülükleri işverenin iş sözleşmesi yapmasının kanunla öngörüldüğü hallerdir. İşçiler yönünden böyle bir yükümlülük yüklenemez. Çünkü Anayasa m.18’e göre kimse zorla çalıştırılamaz.

  1. Yeniden İşe Alma Yükümlülüğü

İşverenin eski işçileri ile yeniden iş sözleşmesi akdetmesi gereken hallerdir.

  • Toplu İşçi Kapsamında İşten Çıkarılan İşçiler

İşveren toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içerisinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde nitelikleri uygun olan eski işçilerini işe çağırır. Her ne kadar İş Kanunu böyle bir yükümlülük yüklemiş olsa herhangi bir yaptırım uygulanması öngörülmediği için suistimale çok açık bir yükümlülüktür.

  • İş yerinden Malulen Ayrılan İşçiler

İş yerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski iş yerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde işveren, bunların eski işlerinde veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal yoksa boşalacak ilk işe başka istekliler yerine tercih ederek o andaki koşullara göre işe almakla mükellef kılınmıştır. İş Kanunu’nun bu hükmünden yararlanabilmek için söz konusu maluliyetin nedeni önemli değildir. İş kazası veya malul sayılamayacak bir nedenden ötürü de maluliyet ortaya çıkmış olabilir. Burada aranan husus maluliyet nedeniyle işten ayrılması ve artık maluliyetin çalışmayı engellemeyecek şekilde iyileşmiş olmasıdır. İşçinin bu imkandan yararlanabilmesi için eski iş yerine talepte bulunması gerekir. Kanun koyucu bir süre öngörmemekle birlikte hakkaniyete uygun hareket etmekte yarar vardır. İşverenin kanuna aykırı hareket etmesi halinde de işe alınma talebinde bulunan işçisine altı aylık ücret tutarında tazminat ödemesi gerekir.

  • Askerlik veya Kanuni Ödev Nedeniyle İşten Ayrılan İşçiler

İş Kanunu m.31/4’e göre; işveren herhangi bir askeri veya kanuni ödev nedeniyle işinden ayrılan işçisini, bu ödevin sona ermesinden itibaren iki ay içerisinde işe girmek için başvuruda bulunması halinde eski işi veya benzeri bir işte boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih etmek üzere o andaki şartlara göre işe almak zorundadır. Kanunda öngörülen iki aylık süre hak düşürücü süredir. Bu süre zarfında başvuruda bulunmayan işçi hakkını kaybeder. Şayet başvuru anında boş yer yoksa da işçi boş yer açılıncaya kadar beklediği süre için işvereninden bir ücret talep edemez. İşveren İş Kanunu’na aykırı olarak iş sözleşmesi yapma yükümlülüğüne riayet etmezse, eski işçisine üç aylık ücret tutarında bir tazminat ödeme yaptırımına tabi tutulmuştur.

  • Hastalığı Nedeniyle İşten Çıkarılan Gazeteciler

Basın İş Kanunu’na göre hastalığı nedeniyle görevini yerine getiremeyecek duruma düştüğünden işveren tarafından işinden çıkarılan gazeteci, en çok bir yıl içinde iyileştiği takdirde yeniden eski işine öncelikli olarak işe alınma hakkına sahiptir. İşçinin burada bir yıl içinde iyileşmesi gerekli olup başvuruda bulunması da hakkından istifade edebilmesi için zorunludur.

  • Engelli, Eski hükümlü ve Terörle Mücadelede Malul Sayılmayacak Şekilde Yaralananlar

İş Kanunu’na göre işverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör iş yerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli; yüzde iki oranında da askerlik yaparken terör olayları nedeniyle malul sayılmayacak şekilde yaralananları mesleklerine ve ruhi durumlarına uygun şekilde çalıştırmak zorundadırlar. Aynı zamanda kamu güvenliği ile ilgili bir hizmet üretilmemesi halinde kamuda yüzde iki oranında eski hükümlü işçinin istihdam edilmesi mecburidir.  İşverenler bu kişiler Türkiye İş Kurumu aracılığı ile ulaşırlar. Haricen bu kişileri işe almaları halinde on beş gün içinde kuruma bildirimde bulunmakla mükelleftirler. Aksi halde bu statüde değerlendirilemezler. İşverenlerin bu kurala riayet etmemesi İş Kanunu m.30’da yaptırıma tabi tutulmuştur. Buna göre gerek kamu gerek özel sektör işvereni ve bunların işveren vekilleri kurala riayet etmezse İş Kanunu m.101’de öngörülen şekilde idari para cezası ile yaptırıma tabi tutulurlar.