Bireysel, ekonomik ve sosyal maliyetinin yüksek olması nedeniyle işsizlikle mücadele etmek bir zorunluluktur. İşsizliğin yarattığı sorunlar karşısında toplumun korunması görevini devlet üstlenmektedir. Sosyal Devlet ilkesine göre, işsizlikle mücadelede sorumluluk devletindir (Altan, 2003: 107).

İşsizlikle mücadele için uygulanan istihdam politikaları, işsiz kalanlara gelir desteği sağlamaya yönelik “pasif politikalar” ve işsizliği azaltmaya yönelik “aktif politikalar” olmak üzere ikiye ayrılır (Gündoğan, 2001, 33). Pasif istihdam politikaları işsizliğin yaratmış olduğu olumsuzlukları gidermeye yönelik politikalardır. Aktif istihdam politikalarında ise, işsiz kalanları işsizlikten kurtarmak amaçlanır. Uygulamadaki bu iki istihdam politikası birbirlerini tamamlamaktadır (Gündoğan ve Biçerli, 2009: 222).

İşsizlik sorunuyla mücadele etmek için benimsenen politikalar ülkeden ülkeye ve gelişmişlik düzeylerine göre değişmektedir. Gelişmiş ülkeler farklı politikaları tercih edebilmektedir. Bazı gelişmiş ülkeler işsizlik sorununa köklü çözümler getirmeyi hedefleyerek aktif istihdam politikaları tercih ederken, bazı gelişmiş ülkeler ise gelir güvencesi sağlamayı amaçlı pasif istihdam politikalarını tercih ederler. Gelişmekte olan ülkeler, aktif istihdam politikalarını maddi imkânsızlıklar nedeniyle uygulayamamaktadır. Hatta gelişmekte olan ülkelerde pasif istihdam politikaları (işsizlik sigortası ve işsizlik yardımı) bile çok kullanılmamaktadır (Gündoğan ve Biçerli, 2009: 221-222). Türkiye’de uygulanan istihdam politikalarına bakıldığında politikaların çok azının etkin şekilde kullanıldığı görülür. Bunun en önemli nedeni Türkiye’de işsizliğin niteliğinin belirlenmesinde yaşanan sorunlardır. Niteliği belirlenemeyen işsizlik için de çözümler net olamamaktadır (Ekin, 2000: 371).