İcra iflas hukukunda özellikle para alacakları için elinde ilam veya ilam niteliğinde bir belge bulunmayan alacaklı ilamsız icra yoluna başvurmaktadır. İlamsız icra yolunda alacaklı yetkili icra iflas dairesine gönderilmek üzere bir takip talebi hazırlamakta ve ardından icra iflas dairesi borçluya ödeme emri göndermektedir. Ödeme emri gönderilmemesi hukuki dinlenilme hakkı ve savunma hakkı bağlamında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ihlali niteliğinde bir hak ihlali olup ödeme emri gönderilmeden borçlu aleyhine icra takip işlemlerinin yapılması kamu düzenine aykırı olup süresiz şikayet edilebilir niteliktedir.

Ödeme Emri Nedir?

Ödeme emri, icra ve iflas dairesi uyarınca alacaklının göndermiş olduğu takip talebine uygun olarak borçluya gönderilmek üzere hazırlanan takip sırasındaki ilk icra takip işlemidir. Ödeme emri ile borçlu kendisi aleyhine başlatılmış olan icra takibinden haberdar olur ve karşı koyma imkanı tanınmış olur. Ödeme emri mutlaka alacaklının hazırladığı icra takibine uygun olarak hazırlanmalıdır. Aksi takdirde kamu düzenine aykırı bir durum olacağından icra mahkemesine süresiz şikayette bulunulabilir. Ödeme emrinin hukuki sonuçlarının doğabilmesi için ilk şart ödeme emrinin borçluya usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmesidir. Şayet usulsüz bir tebligat varsa ödeme emrine müteakip yapılan bütün işlemler geçersizdir. Bu işlemler borçlu tarafın ve ilgilerin şikayeti üzerine her zaman şikayet yoluyla kaldırılabilir.  Bununla birlikte ödeme emri hiç gönderilmeksizin icra takibine başlanmış ve işlemler böylece devam etmişse ortada kamu düzenine aykırı bir durum olduğu için icra organları tarafından takibin her aşamasında resen iptal edilir.

Ödeme emrinde hangi hususların bulunması gerektiği İcra ve İflas Kanunu m.60’ta düzenlenmiştir. Buna göre usulüne uygun bir ödeme emrinde;

  • Alacaklının banka hesap numarası hariç takip talebinde İİK m.58 uyarınca bulunması gerekenler ödeme emrinde de bulunmalıdır.
  • Borçlunun ödeme emrinde yer alan borç tutarının ve masrafların 7 gün içerisinde, ödeme emrinde yazılı olan icra dairesinin hesap numarasına ödenmesi gerektiği bildirilir.
  • Şayet takip bir senede dayanıyorsa ve borçlu bu senette yer alan imzanın kendisine ait olmadığını iddia ediyorsa bunu 7 gün içerisinde ayrıca ve açıkça bildirmesi gerektiği aksi takdirde de bu senedin kendisinden sadır olacağı yani imzanın kendisine ait kabul edileceği, yaptığı itiraz hakkında duruşmada hazır bulunması gerektiği hazır bulunmazsa da itirazın kaldırılacağı uyarısı yapılır.
  • Borcun tamamına veya bir kısmına ya da borcun esasına ilişkin bir itirazı varsa 7 gün içerisinde itiraz dilekçesini icra iflas dairesine göndermesi gerektiği aksi takdirde takibin kesinleşeceği yazılır.
  • Borçlu ne imza itirazında ne de borca ilişkin bir itirazda bulunmamışsa takibin kesinleşeceği ve kesinleşmeden itibaren 7 gün içerisinde mal beyanında bulunması gerektiği eklenir.

İcra müdürü borçlu sayısından bir fazla olacak şekilde takip talebi düzenler. Bir nüshası borçluya gönderilirken bir nüshası da dosyaya eklenir. İcra müdürü, takip talebi gönderildikten sonra en fazla 3 gün içerisinde ödeme emri düzenlemek zorundadır.

Ödeme Emrine İtiraz Edilmesi

Borçlu takibin kesinleşip cebri icra yoluna başvurulmaması için ödeme emrine itiraz etmek isteyebilir. Borçlu; borcun zamanaşımına uğradığı, borcun sona erdiği, vadesinin henüz gelmediği, şarta bağlı olduğu, senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığı gibi sebeplerle borca itiraz edebilir. Borca itiraz etmek isteyen borçlunun usulüne uygun hazırlanan ödeme emrinin usulüne uygun olarak kendisine tebliğ edildikten sonra itirazını 7 gün içerisinde yapması gerekir. İtiraz edilmesi halinde takip durur. İtiraz kaldırılana veya itirazın iptali davası açılıp iptal edilene kadar takibe devam edilemez.

İtiraz Sebepleri Nelerdir?

Ödeme emrine itiraz sebepleri maddi hukuktan kaynaklanabileceği gibi takip hukukundan da kaynaklanabilir. Maddi hukuktan doğan itiraz sebepleri alacağın esasına ilişkindir. Örneğin alacağın zaten hiç doğmadığı, sona erdiği, miktarının bu kadar olmadığı gibi itirazlardır. Takip hukukuna ilişkin itirazlar ise alacaklının takip yapmaya yetkin olmadığına yönelik itirazlardır.  Ancak buna ilişkin her beyan itiraz ile mümkün değildir. Çünkü icra dairesinin resen gözetmesi gerektiği hususlar şikayet yolu ile öne sürülebilir. Resen gözetmesinin mümkün olmadığı hususlar için itiraz yolu işletilir. Takip hukukuna ilişkin itirazlar, icra dairesinin yetkisinin olmadığı veya borçlu hakkında aciz vesikası verildikten sonra mal iktisap etmediği yönünde olabilir.

Ancak bunun yanı sıra takip hukukunda itirazlar borca itiraz veya imzaya itiraz olarak ikiye ayrılır:

  • Alacaklı şayet adi bir senede dayanarak ilamsız takibe başvurmuşsa borçlu bu senet altındaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek itirazda bulunabilir. Ancak söz konusu senet resmi bir senetse imzaya itiraz bu kadar kolay değildir. Genel mahkemelerde hem senedi düzenleyen memura hem de alacaklıya husumet yöneltilerek sahtelik davası açılması gerekir.  Ayrıca imza itirazında bulunan borçlunun bu itirazı ayrıca ve açıkça belirtmesi gerekir. Aksi halde imzaya itiraz geçerli olmaz. Borçlu imzaya itirazla birlikte çelişmemek kaydıyla borcun içeriğine de itiraz edebilir.
  • İmzaya itiraz dışındaki diğer tüm itirazlar borca itiraz niteliğindedir. Borçlu itirazında bir sebep ileri sürmek zorunda değildir. Yalnızca “Borca itiraz ediyorum.” Demesi yeterlidir. Ancak bir sebep gösterirse bu sebeplerle de borçlu bağlıdır. Bağlılık itirazın iptali davasını kapsamaz. Borçlunun sebep bildirmeden sadece itiraz etmesi halinde yalnızca senet metninden anlaşılabilen itirazları öne sürmesi mümkündür. Örneğin vadenin gelmediği, zamanaşımına uğradığı gibi. Senet metninden anlaşılmayan itirazları ileri süremez. Bunların yanı sıra borçlu borcun yalnızca bir kısmına itiraz ediyorsa bunu da açıkça ve ayrıca belirtmesi gerekir. Aksi takdirde itiraz yapılmamış sayılır ve takip kesinleşir. Buna kısmi itiraz adı verilir. Kısmi itirazda itiraz edilen miktar için takip dururken, ikrar edilen miktar için takip işlemeye devam eder.

Borçlu ödeme emrine itirazı, aleyhine takip başlatan icra dairesine karşı yapar. İtiraz dilekçe vermek suretiyle veya sözlü olarak yapılabilir. Her halükarda tutanağa geçirilmesi zorunludur. İtiraz ettiği için borçludan herhangi bir belge alınmaz. Borçlunun itiraz ederken borçluya ait yurt içinde bir adres göstermesi zorunludur. Aksi halde kendilerine icra memuru tarafından adres belirtmeleri için süre verilir. Bu sürenin sonunda da belirtilmezse itiraz kabul edilmez. Borçlu itiraz ettikten sonra icra dairesinin bu itirazı üç gün içinde alacaklıya bildirmesi gerekir.

Gecikmiş İtiraz

Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz edebilmesi için 7 günü vardır. İtirazın süresi içerisinde yapılıp yapılmadığı icra dairesinin resen dikkat ettiği hususlardandır. Ancak bu kuralın istisnasını gecikmiş itiraz müessesesi oluşturur. Kanun koyucu hak kayıplarının önüne geçmek için kusuru olmaksızın süresi içerisinde ödeme emri gönderemeyen borçlunun ödeme emrine itirazını, engelin ortaya kalkmasından itibaren ve mallar paraya çevrilene kadar icra mahkemesine gönderebilmesine imkan vermiştir. Takip kendiliğinden durmaz ancak icra mahkemesi haklı olduğuna kanaat getirirse icranın durdurulması kararı verilir.  Borçlunun malları haczedilmişse mazeretin kabulü kararının tefhim veya tebliğinden itibaren 7 güm içinde alacaklı icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını talep etmeli veya genel mahkemede itirazın iptali davasını açmalıdır. Aksi halde mallar üzerinde haciz kalkar. Ancak 7 günlük sürenin dolması alacaklının itirazı kaldırması veya itirazın iptali davasını açmasına engel değildir. Bu süre yalnızca haczin kalkmaması adına önemlidir. Çünkü alacaklı 6 ay içinde itirazın kaldırılması talebinde bulunabileceği gibi bir yıl içinde genel mahkemelerde itirazın iptali davasını da açabilir.