Biz Adana’da iken maddi durumumuz şimdikinden de kötüydü. Doğal olarak kış aylarında odun, kömür filan alamadık. Bu da bizi Sosyal Yardımlaşma’nın kömür yardımından faydalanmaya itti. Fakat bu kömürlerin normal taş kömürü olmadığını bilmeniz gerekir.

Bize ilk gelen kömürler yaştı. Kömüre dokunuyorum, dokunuyorum anlayamıyorum. Islak mı yoksa soğuk olduğu için mi öyle bir his veriyor. Ne zaman ki üzerinden bir yaz geçti. Çünkü yanmıyorlardı. Bu sebeple bir kısmı kaldı. Biz o zaman anladık gelen kömürün yaş olduğunu. Çünkü sonraki kış daha kolay yandılar.

Geçen sene Sosyal Yardımlaşma’nın kömür yardımından bir kez daha faydalandık. Vakfın dağıttığı kömürler sadece bizim tarafımızdan değil çoğu insan tarafından beğenilmiyor. Sosyal yardımlaşma tarafından verilen kömür normal taş kömürü değil. Normal taş kömürü yandığı zaman ardında çok az bir artık bırakıyor ve daha fazla ısı veriyor. Ama vakıf kömürü az ısı veriyor ve daha fazla artık bırakıyor. Hatta doldurduğunuz kömür olduğu gibi kalıyor. Sanırsın tamamı taş veya kurumuş çamur. Bıraktığı atıkta öyle.

Bir zamanlar Aksaray’daydım şehrin meydanın da oturur, dinlenirken yaşlı bir amca bana adres sordu. Ben de ne işin var dayı orada dedim. Adam bir durdu. Dedi ki, “kömür gelmedi oğul, kömür”. Hâlâ hatırlarım içim bir tuhaf olmuştu. Belki benzer acılar yaşadığımız için onu böyle derinden anlamıştım. Belli ki devlet yetkilileri bizimle aynı acıları yaşamadıkları için bize ya kömür olmadan geçirilecek bir kışı layık görüyorlar ya da yaş kömürü layık görüyorlardı.

Yakından tanıdığımız bir şairin dediği gibi:

Fakirlik tuttu boynumdan,
Büker Mevla'ya Mevla'ya,
Gözüm her derdi gönlümden,
Döker Mevla'ya Mevla'ya

Bir başkası:

Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar.