Çiftlerin ortak iradeleri ile süregelen bir evliliği sonlandırma istekleri anlaşmalı boşanma olarak anılır. Esasında hukuken anlaşmalı boşanma bir sözleşmedir. Evlilik sona erdiğinde ortaya çıkacak olan hususlar yani boşanmanın sonuçları hakkında çiftlerin bir konsensüs oluşturarak vardıkları sözleşmelerdir.  Buradaki en önemli konu müşterek çocuk var ise, velayetinin ne şekilde olacağıdır. Çiftlerin velayetin, nafaka türlerinin, nafaka miktarının, maddi ve manevi tazminat taleplerinin, mal rejiminin düzenlenmesi gibi konularda ortak bir irade ile hazırlayacakları protokol aracılığıyla anlaşmalı boşanma mümkündür.

Anlaşmalı Boşanmanın Şartları Nelerdir?

Anlaşmalı boşanma her evlilik için tercih edilebilen bir yol değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, anlaşmalı boşanmanın hangi şartlar altında mümkün olduğunu düzenlenmiştir. Bu şartları sayacak olursak:

  • Evliliğin bir yıllık süreyi doldurmuş olması. Anlaşmalı olarak boşanmak isteyen çiftlerin belki de en büyük handikapı bu şarttır. Çünkü anlaşmalı boşanma yalnızca nikah tarihinden itibaren bir yılı dolduran evlilikler için mümkündür. Örneğin 8 aylık bir evliliğin anlaşmalı boşanma yoluyla sonlandırılması mümkün değildir. Burada tarafların bu yönde iradelerinin olması bir önem arz etmez.
  • Evliliğin her iki tarafının da boşanmanın tüm hukuki ve mali sonuçları hakkında anlaşıp, bu anlaşmalarını yazılı bir belge üzerinde deklare etmiş olması gerekir. Bu sözleşme, boşanma protokolüdür. Yani boşanma protokolünün mutlaka ortak irade ile oluşturulmuş olması gerekir. Bu protokolde mutlaka edinilmiş malların nasıl paylaştırılacağı, bilhassa müşterek çocuğun velayeti ve tarafların nafaka talepleri düzenlenmiş olmalıdır.
  • TMK gereğince, anlaşmalı olarak boşanmak isteyen çiftler bir vekil ile kendilerini temsil ettiriyor olsalar dahi mutlaka duruşmaya bizzat katılmaları gerekir. Aksi takdirde anlaşmalı olarak boşanmaları mümkün değildir. Bu husus dikkat çekicidir çünkü hukukumuzda çok az sayıda buna benzer hüküm vardır. Davanın taraflarının kendilerini vekil ile temsil ettirmeleri halinde duruşmalara bizzat katılmaları çekişmeli bir boşanma davasında aranmaz. Ancak hakimin anlaşmalı boşanma davalarında, tarafların akdettikleri protokolün herhangi bir baskı ve zorlama altında kalıp kalmadan oluşturup oluşturmadıkları yahut da müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının durumu gibi konuları daha sağlıklı inceleyebilmesi adına kanun koyucu anlaşmalı boşanma davaları için bu yolu tercih etmiştir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır, Aşamaları Nelerdir?

Tarafların ilk olarak anlaşmalı olarak boşanmak istediklerine dair bir dava dilekçesi hazırlayıp, önceden hazırladıkları anlaşmalı boşanma protokolünü de bu dilekçeye iliştirmeleri gerekir. Bu dilekçe ve eki ile birlikte yetkili ve görevli yer mahkemeye başvurulmalıdır. Boşanma davalarında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Ancak bazı illerde ilin küçük olmasından kaynaklı Aile Mahkemesi bulunmayabilir. Bu illerde görevli mahkemeler Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise eşlerin son altı aydır birlikte ikamet ettiği yer mahkemesidir. Ancak taraflar altı ay boyunca ortak bir konutta barınmamışsa bu halde genel usul kuralları gereği davalının yerleşim yerindeki mahkemede dava açılabilir. Anlaşmalı boşanma davası açılırken, her dava açılışında olduğu gibi bazı harç ve giderleri yatırmak gerekir. Gerekli tüm işlemleri usulüne uygun olarak yaptıktan sonra dava gününe dair tebligat elinize ulaşacaktır. Belirtildiği üzere tarafların bu duruşmaya bizzat katılmaları gerekir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Çekişmeli Boşanma Davasına Dönebilir mi?

Şayet boşanma gerçekleştikten sonra hüküm kesinleşmeden davalı taraf kararı kanun yollarına taşırsa artık ortada protokol kalmadığı için dava çekişmeli boşanma davası olarak üst mercilerde görülecektir. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına dönüp dönmemesi tamamen eşlerin inisiyatifine kalmış bir meseledir. Eşlerin tutumlarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir.