Kış yaklaşıyor. Anlamsızlık derinleşiyor ve her zamankinden daha etkili. Vücudumdan etler dökülüyormuş gibi hissediyorum. Ama şimdi tüm bu olanların anlamı ne?

Gecenin bir yarısı, daha sabaha çok var. Gençliğimde uykuda bile dinlediğim şarkılar halen beynimde çalıyor. Umutsuzluk beni hiç yalnız bırakmayan sadık bir yoldaş.

Acaba diyorum, acaba… Allah’tan bir şey istemenin anlamı ne… Yani diyelim ki bir şey istediniz ve duanız kabul oldu ve siz artık dileğine kavuşmuş mutlu bir insansınız. Gerçekten öyle mi? İnsanın rab arayışı, arının bal arayışı gibi bir şey mi? Acaba diyorum… acaba..

Bazen sokağa çıkıyorum. Markete, ekmek almaya gidiyorum. İçimde bir endişe dönecek miyim, dönsem bile bulacak mıyım?

Sonra fark ediyorum ki, dünyada mutlu olunacak tek şey Allah’tan bir şey istemek ve istediğine kavuşunca buna gereğince şükretmek. Sonra yürümeye devam ediyorum. Fark ediyorum ki insanın gidecek yeri yoksa attığı her adımda yükü ağırlaşıyor.

Begüm beni terk etti. Belki adımı dahi unuttu. Hoşçakal dedi ve beni ne yapacağını bilmez bir hale mahkum etti.

Ama, dedi adam, o seni unuttuysa belki artık sen de onu unutmalısın. Belki diye ekledi arkasından 56 yaşındaki akranı yaşındaki velet, belki…

Şimdi ne yapmalı… Söylenecek çok söz olsa bile sözlerin sahibi söylenmesine izin verecek mi? Belli olmaz hele sen bir konuş, belli olmaz konuşmaman bile yasaklanabilir…

Sesler duymaktayım ve görmekteyim orada olmayanı… Psikiyatri ne diyor bu duruma? Rüyalar görmekteyim ve beklemekteyim dönmeyecek olanı.

Çocukluğumun geçtiği yaylada sabah saatlerindeki sis hatırlıyorum. Ve belki hatırlanmak istiyorum ama şimdi ölülerden ne fayda…

İstediğine kavuşmak isteyen, isteyene vermeli.. Daha fazlası da var ama o sır bana ait.