Ceza hukukunda mağdur suçun konusunun ait olduğu kişidir. Türk hukukunda mağdur sıfatına yalnızca gerçek kişiler haiz olabilir. Tüzel kişiler ise yalnızca suçtan zarar gören olabilir. Dolayısıyla mağdurluk yalnızca gerçek kişilere özgülenmiş bir sıfattır. Ceza yargılamasında ise suçtan zarar gören sıfatı dar anlamda kullanılarak genellikle mağdur kavramı ile örtüştürülmektedir. Bu nedenle ceza yargılamasında gerçek kişi olabilecek mağdur ve tüzel kişi olan suçtan zarar görenler; mağdur hakları adı altında toplanan haklardan ortak olarak faydalanabilir.

Mağdurun hakları soruşturma ve kovuşturma evresinde farklılık göstermektedir.

Soruşturma Evresinde Mağdurun Hakları

1. Delillerin Toplanmasını İsteme Hakkı

Cumhuriyet savcısı soruşturma evresinin asıl sahibidir. Bu nedenle soruşturma evresinde delillerin toplanması ve takdir yetkisi kendisine aittir. Ancak mağdurun da delillerin toplanmasını isteme hakkı vardır. Şayet suçun sübutuna etki edecek, soruşturmanın yönünü değiştirecek bir delil mağdurun toplanmasını isteme talebine rağmen toplanmamışsa bu durum Anaya Mahkemesi tarafından adil yargılanma ve hak arama hürriyetinin ihlali olarak değerlendirilmiştir. Bu nedenle Cumhuriyet savcısının önemli sayılabilecek istekleri göz ardı etmemesi gerekir. Ancak önemsiz sayılabilecek ve suçun sübutuna etki etmeyecek olan delillerin toplanmasını istenmesine rağmen toplanmamışsa bu durum hakkın ihlali anlamına gelmeyecektir.

2. Belge Örneği İsteme Hakkı

Soruşturma evresi kural olarak gizlilik ile yürütülür. Çünkü soruşturma evresine henüz daha fail belirli değildir belirli olsa bile hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı yoktur. Masumiyet karinesinin ihlal edilmemesi için soruşturmanın üçüncü kişilere karşı gizlilik içerisinde yürütülmesi ve lekelenmeme hakkının varlığının göz önünde bulundurulması gerekir. Ancak bu gizlilik 3. Kişilere karşıdır. Yani şüpheliye veya mağdura karşı bir gizlilikten bahsedilmesi mümkün değildir. Bu nedenle soruşturmanın 3. Kişilere karşı olan gizliliğinin ihlal edilmemesi koşulu ile mağdurun soruşturma ile ilgili belgelerin bir örneğini isteme hakkı mevcuttur. Bu durum mağdurun vekili için de geçerlidir. Vekil de belgelerin bir örneğini talep edebilir.

3. Vekil Görevlendirilmesini İsteme Hakkı

Şayet soruşturmaya konu suç; cinsel saldırı suçu ise, alt sınırı beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasını gerektiren bir suçu oluşturması halinde, mağdurun on sekiz yaşından küçük olması halinde veya mağdurun sağır, dilsiz, ya da kendisini ifade edemeyecek kadar akıl hastası olması durumunda baro tarafından kendisine vekil tayin edilir.

4. Cumhuriyet Savcısının Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair (Takipsizlik) Kararına Karşı İtiraz Hakkının Bulunması

Açılan her soruşturmanın sonu kamu davası ile bitmez. Suçun maddi unsurlarının oluşmadığına, delillerin yetersiz olduğuna karar veren veya takdir yetkisini kullanan Cumhuriyet savcısı iddianame düzenlemeyerek kovuşturmaya yer olmadığı kararını verebilir. Bu kararın verilmesi ile birlikte kamu davası açılmayacak ve kovuşturma evresine geçilmeyecektir. Mağdurun bu karara karşı itiraz yoluna başvurması mümkündür. Kovuşturmaya yer olmadığına dair karar mağdur ve suçtan zarar görene tebliğ edilir. Tebliğden itibaren 15 gün içerisinde mağdur veya suçtan zarar gören cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza mahkemesine dilekçe vermek suretiyle itirazda bulunur. Sulh ceza mahkemesi itirazı reddedebilir, kabul edebilir veya karar vermek adına soruşturmanın genişletilmesine karar verebilir. Ancak itiraz hakkının varlığı her halükarda önemlidir. Çünkü non bis in idem ilkesi gereği aynı fiil hakkında aynı kişiye karşı yeniden bir soruşturma yapılması mümkün değildir. Kişileri diken üzerinde bırakmamak ve tabiri caizse sonu gelmez ithamlarla mağdur etmemek adına non bi in idem ilkesi uluslararası hukuk tarafından da kabul edilmiş bir ilkedir. Bu nedenle itiraz hakkının varlığı önemlidir.

Kovuşturma Evresinde Mağdurun Hakları

1. Duruşmadan Haberdar Edilme Hakkı

Duruşmadan haberdar edilme hakkı mutlak bir haktır. Ceza Muhakemesi Kanuna göre mağdur veya şikayetçi; Cumhuriyet savcısı veya mahkeme başkanı veya hakim tarafından duruşmadan davetiye kağıdı gönderilmek suretiyle haberdar edilir. Mağdurun duruşmaya katılması önemlidir. Çünkü duruşmada öngörülen çelişme prensibi gereği mağdur, sanık ve hakimin karşılıklı soru cevap şeklinde konuşarak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amaçlanır. Bu nedenle duruşmada hazır bulunma hukukumuz açısında önem verilen, hukuki dinlenilme hakkının bir uzantısı olarak vücut bulan bir haktır.

2. Kamu Davasına Katılma

Mağdur veya suçtan zarar gören, ilk derece mahkemesinde hüküm aşamasına gelene kadar yargılamanın her evresinde kamu davasına katılan sıfatı alarak katılması mümkündür. Kamu davasına katılma özellikle kanun yollarına başvurma açısından önemlidir. Kamu davasına katılan mağdur veya şikayetçi Cumhuriyet savcısından bağımsız olarak kanun yollarına başvurabilir.

3. Tanıkların Mahkemece Dinlenilmesini İsteme

Ceza muhakemesinde her şey her şeyle ispat edilebilir. Çünkü vicdani delil sistemi öngörülmüştür. Hukuk yargılamasında olduğu gibi delillerin öne sürülmesi sıkı şekil şartlarına bağlanmamış, senetle ispat mecburiyeti gibi sıkı ispat koşulları öngörülmemiştir. İşin doğasına daha uygun olarak vicdani delil sistemi öngörülmüş ve her şeyin her şeyle ispat edilebilmesi mümkün kılınmıştır. Bu nedenle her delil yargılama bakımından önem atfeder. Tanık da önemli delillerden birisidir. Ceza muhakemesine göre tanık olaya beş duyu organından birisi ile şahit olan kimsedir. Tanıklık toplumsal bir ödev olarak her vatandaşa yüklenmiştir. Öyle ki tanıklar bakımından da zorla getirilme kararı uygulanabilir. Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tarafından dinlenen tanık kovuşturma evresinde de mahkeme tarafından dinlenir. Kovuşturma evresinde bir davetiye kağıdı ile mahkemeye çağrılır. Bu aşamada mağdur veya suçtan zarar gören de kendi tanıklarının dinlenilmesini talep edebilir. Suçun sübutunun tespiti açısından bu tanıkların da dinlenmesi gerekir.

4. Kanun Yolların Başvurma Hakkı

Bu hak yalnızca davaya katılma yoluyla davaya katılan ve katılan sıfatına haiz olan mağdur veya suçtan zarar gören açısından geçerlidir. Katılan Cumhuriyet savcısından bağımsız olarak kanun yoluna başvurabilir. Şayet üst mahkeme katılanın başvurusu nedeni ile kararı bozarsa Cumhuriyet savcısının işi yeniden ele alması gerekir. Bu nedenle itiraz hakkı önemli bir haktır. Kararın hukuka aykırı olduğunu düşünen katılan usulüne uygun olarak üst mahkemeye başvurabilir.