Babamın mesleği dolayısıyla küçük yaşta tanıştığım bir sektör. Daha beşinci sınıfa giderken yaz aylarında çivi fabrikasında çalışır ve orada 15'lik denilen çivilerin ve tabii daha büyük boyutta olanların kutulara yerleştirilmesini yapardım.
Çivi kutuları genellikle 25 kg olurlar. Bu ağırlık her ne kadar bir insanın kaldıracağı sınırda olsa bile günün sonunda feleyiniz şaşmış olur. Çünkü gün boyunca bu kaldır, indir meselesi insanı oldukça yıpratır. İlk başlarda pek fark etmezsiniz ve hatta böyle bir yerde çalıştığınız için mutlu bile olabilirsiniz eğer uzun süre işsiz kaldıysanız.
O zamanlar benim çalıştığım kısım dolaplara yakındı ve inanılmaz gürültülüydü. Çivi fabrikalarında sadece dolapların olduğu kısım değil fabrikanın geneli aşırı derecede gürültülüdür ve buralar hem gürültü hem kir hem de işin ağırlığı bakımından özel bir ismi hak ederler. Ben "cehennemin dünya şubesi" derdim. Yaklaşık iki yaz burada çalıştım ve kurtulduğumu sandığım çivi fabrikasına sonradan yolum yeniden düşecekti.
Askerden sonra işsiz kalınca yeniden bir çivi fabrikasında iş buldum. Bu sefer 15'lik çivi doldurmayacaktım. Çünkü bu çocuklara göre bir işti ve yeni çalıştığım yer henüz bu boyutta çivi üretimi yapmıyordu.
Çiviler tellerden üretilirler. Demir-çelik fabrikalarından gelen kalın teller çivi fabrikalarında bobinlerde işlenerek yapılacak çivinin kalınlığına düşürülür. Daha sonra çivi makinelerine takılarak çiviye dönüşürler. Bu makinlerin genelde iki işlevi olur. Keserek çivinin ucunu yaparlar, ezerek de kafa kısmını yaparlar.
Çivi fabrikalarında çalışma koşulları ağır olduğu için genelde işçi bulmak zordur. Bir kişi bana şöyle demişti: "Bırak çalışmayı, oradaki gürültüyü dinlemek için bile ayrıca para alman gerekir." Fabrikanın en gürültülü kısmı dolapların ve çivi yapan makinaların bulunduğu kısımlardır. Sırası gelmişken dolaplara değinelim. Çiviler makineden çıktıklarında sizin bildiğiniz gibi parlak olmuyorlar. Yağlı oluyorlar. Dolaplar burada devreye giriyor. Dolaplara doldurulan çiviler odun talaşı ve bazı ismini şimdi tam hatırlayamadığım şeyler ile beraber belli süreler döndürülür. Bu süre sonunda çiviler bildiğimiz temizliğine ve parlaklığına kavuşurlar.
Sırayla gitmek gerekirse; kalın teller bobinlerde inceltilir. Makinelerde çiviye dönüşür. Daha sonra dolaplarda bilinen temizliğine ve parlaklığına kavuşur. Paketleme bölümünde 25 kg kutularda paketlenirler. Buradan sonrası paketleme bölümünden araçlara yüklenir.
Çivi fabrikalarında düz işçilere genelde asgari ücret ödenir. Makine ustaları, kaynakçılar, bobinciler, tornacılar ve elektrikçi istihdam eden yerlerdir.
Member discussion