• Halkla ilişkilerin planlanması ve yürütülmesi hedef kitlelerin anlaşılmasına bağlıdır (Tench, Yeomans, 2006: 235).
  • Günümüzde teknolojik gelişmeler her geçen gün yaşamı daha çok kolaylaştırmaktadır ve insanlarda buna meyillidir . Amaç ve ana fikir; zamanı korumak, çözümler üretmek, teknolojiksel ürünleri yönetmek ve birleştirmektir.
  • Unutmak yanlışları tekrarlatması bakımından sakıncalıdır.
  • Akıllı eleman kimdir, neresinden akıllı olduğu anlaşılır şeklindeki sorulara şöyle yanıt veriyor: Akıllı insan, her şeyin tek tek söylenmesinin gerekmediği bir kişidir. Akıllı eleman, arar bulur, geliştirir, yeni şeyler düşünür, düşündüklerini uygulamaya geçirebilir.
  • Bozuk değilse kurcalama.

İnsanlar bir şeyi yapmaktan çok o işi diğerlerinden daha iyi yapmayı severler. Peki neden benim beyaz yakam beni bırakıyor? Biz neyi yanlış yapıyoruz veya yapamıyoruz diye işletmeler kendilerine sormalılar.

Tabi bir de en önemlisi RİSK faktörü. Evin ödemeleri, çocuğunun okul taksitleri, günlük giderler derken şimdiki düzenini bozması bile bir risktir. Kredi kullanmak veya birikimi kullanmak da risktir. Riski yönetmek, o işin uzmanlığından daha zordur. İşler gelmese, sektör duraklasa da ödemeler hiç sekmeden belirirler.

Kişi kendinden de ödün vereceği için bir çekince sebebi olabilir. Belki günde 14 saat çalışması, 2 yıl boyunca bir cumartesi-pazar tatili yapamayacak hale gelebiir. Çocuklarıyla-eşiyle daha az vakit geçirmek demektir bu.

Girişimcilik gerçekten RİSK içerir, hem de fazla oranda.


Harvard Business School tarafından en son yapılan araştırmaya göre; girişimlerin 75%’i başarısız oluyor. Peki, neden böyle ve daha az riskli bir yaklaşım olabilir mi? “Yalın Girişim” metodolojisi- ürünün potansiyel kullanıcılardan geri bildirim yoluyla geliştirilmesini sağlayan bir metodoloji. Diğer bir deyişle, ürüne önemli bir sermaye yatırılmadan önce geçerli bir iş modelinin keşfedilmesini sağlayan bir prosedür. Geleneksel girişimler ile karşılaştırılınca daha az riskli bir yaklaşım.


Fred Wilson, “Startup CEO’su ne yapar?” yazısında; CEO’nun sadece üç işi olduğunu yazmıştı;

1-Şirketin genel vizyon ve stratejisini belirler ve tüm paydaşlar ile iletişimini kurar
2-En iyi yetenekleri bulur, işe alır ve tutar
3-Her zaman bankada yeterli nakit olmasını sağlar


‘‘Ben CEO olmak istiyorum.” Bugün CEO olmak Steve Jobs, Mark Zuckerberg ve Richard Branson gibi örneklerle sadece para ve statüyle değil, ün, üstün zeka ve karizmayla da özdeşleştiriliyor.

İnternet trenini yakalamak için bir fikir peşindeyseniz, Flickr’ı Yahoo’ya, Hunch’ı Ebay’e satan Catherina Fake‘in şu lafını şiar edinmenizi tavsiye ederim: “Doğru şey üstüne çalışmak muhtemelen çok çalışmaktan daha önemli.”


“Silikon Vadisi Korsanları” adlı filmde Bill Gates ürününü ilk defa pazarlayabilmek için bir şirkete telefon açmaktadır. O sırada yanında bulunan arkadaşına şöyle der;

“Öncelikle aradığımız kişinin bizim ürünümüze ihtiyacı olduğunu hissettirmeliyiz”.

Yani filme bile yansımış bu durumda görünen o ki; ürünü göstermeden önce bir algı oluşturma prensipleri var. Zannedersinki bizim buna ihtiyacımız vardı da biz bilmiyorduk ve siz gösterince öğrenmiş olduk.


İnsanlar çoğunlukla siz onlara gösterene kadar ne istediklerini bilmiyorlar” Steve Jobs

Girişimci için kaynak yani para, para kazanmak isteyenlerden bulunacak yatırım atracıdır. Proje genellikle fikir olcusunde ve 1 dolar degerinde başlar geliştikçe degerlenir . Gelismeyen fikirler taşı altın yapsa bile 1 dolardır. Yatırımcılar kurulacak isletmenin hedeflerine gore aranır. Bu yuzden girişimci parayi şuralardan bulur diyemeyiz. Ancak aile , arkadaş ilk sırada gelir kaynak bulma acisindan girişimci parayı genellikle riski dağıtarak bulur.


Baba: ‘Benim istediğim kızla evleneceksin’.
Oğul: ‘Ne münasebet… ‘
Baba: ‘Ama kız Bill Gates’in kızı’.
Oğul: ‘O zaman tamam.’

Baba: ‘Kızını oğluma vereceksin’.
Bill Gates: ‘Ne münasebet… ‘
Baba: ‘Ama oğlum Dünya Bankası’nın CEO’su’.
Bill Gates: ‘O zaman tamam.’

Baba: ‘Oğlumu CEO olarak atamanı istiyorum’.
Dünya Bankası Başkanı: ‘Ne münasebet… ‘
Baba: ‘Ama oğlum Bill Gates’in damadı’.
Dünya Bankası Başkanı: ‘O zaman tamam.’

İşe yeni başlayan girişimci, bu babadır… Henüz ortada bir şey yokken insanların ona güvenmesini sağlar, ve sonra bu güveni boşa çıkarmamak için o vaadi yerine getirir.

Girişimcinin ilk sermayesi, paradan çok bu güvendir.

İlk kurumsal müşterilerimizden biri ‘tamam, güzel şeyler söylüyorsunuz ama sizinle çalışmaya başladıktan üç ay sonra batmayacağınızı nereden bilelim’ demişti.

Gerçek cevap, ‘sizinle sözleşme imzalarsak bu ihtimal azalacak’ olmalıydı.

Ama benim cevabım ‘sizin gibi pek çok kurumsal müşterimiz var ve finansal bir sorunumuz yok’ olmuştu. Saydığım firmalar aslında henüz müşterimiz değil, ilk ya da ikinci toplantımızı yaptığımız potansiyel müşterilerdi.

Sözleşmeyi imzaladık, sonra diğer potansiyel müşterilere gidip bu işbirliğini duyurduk, onlar da bu kurumsal referansa güvenerek müşterimiz haline geldiler.


Peki girişimciliğin en önemli unsuru olan risk alma olgusunu nereye bağlayacağız? Cebinde sermayen varsa bunu da riske atarsın. Kredi kullanırsan daha fazla risk almış olursun. Ama 1.000 TL yok diye 10 ay çamaşır makinesinin satın alınmasını erteliyor muyuz? Benim para biriktireceğim sürede ya işim 10 kat büyürse, ilk aldığım kredinin borçları bitmiş ve daha fazla kredi kullanıp yatırım yapıyorsam?

Zaman çok önemli. 2 sene çalışarak ne kadar para biriktirebilirsiniz? Ama 2 yılda girişiminiz nereye gidebilir bu belli değil. Önemli olan bu, riski yönetmek.


Bir fikre yatırım bulmak için nereden başlamamız gerekir?
Fikri işe çevirmediğin sürece hiç bir yatırımcı dönüp yüzüne bakmaz, yatırımcıları geçtim yakın çevrendeki arkadaşların bile güler geçer.

Fikir hiçbir şeydir, hayata geçmedikçe.. Senin düşündüklerinin aynısını düşünen ve aynı konuyla ilgili senden daha önce çalışmaya başlamış kişiler olabilir. Ya da sen fikrini yaptıktan sonra senden esinlenerek senin fikrini geliştirip çok daha iyi bir hale sokacak kişiler de elbet vardır.

Hayata geçirilmiş, iş modeli düzgün, para kazandırma potansiyeline sahip, iyi bir ekip ile ilerleyen bir iş için yatırama ihtiyaç duyduğunda bulmakta hiç zorlanmazsın emin ol.


“Fikir”e yatırım bulamazsınız. Fikre ortak bulabilirsiniz. Yatırımı ürüne alırsınız.

İkisi arasındaki farkı iyi kavrayan girişimcilerin, yatırım konusunda şansları çok büyük oranda arttığına inanıyorum. O yüzden ne fikir aşamasındaki projeleri açıklamaktan korkun ne de fikir üzerinden yatırım arayın.


Thomas Stearns Eliot:

4 şeye sahip çıkın, çaldırmayın:

  1. Emeğinizi.
  2. Enerjinizi.
  3. Zamanınızı.
  4. Gülümsemenizi.

Serkan ya da Hakan’ın güzel bir lafı vardı “Girşimci parası kadar girişimcidir..” gibi birşey. Aslında sadece para değil tüm kaynaklar önemli yani kaynaklarınızın yettiği kadar girişimcisiniz. Para, akıl, ruh ve fizik sağlığı, çevre vb. sınırlı bir sürü kaynağınız var bunları çok iyi yönetmeniz gerekiyor..


Steve Jobs, iPhone projesini Apple’a ilk sunduğunda yüksek maliyet sebebiyle geri çevrilmiş, piyasa araştırması yapması istenmişti..

..Jobs “Graham Bell telefonu icad etmeden önce piyasa mı araştırdı?” diyerek firmanın kaderini değiştiren projeyi kabul ettirdi.


Garajda kurulan şirketlere dikkat ederseniz Amerikan menşeli olduklarını görürsünüz. Amerikalılar sadece iş sektöründe değil, hemen her konuda kahramanlık hikâyeleri üretmeyi sevdiklerinden dolayı garaj simgeli şirketler Amerikan rüyasını sürekli diri tutmak için vazgeçilmez aktörler.


  • Girişimcilikte fikrim var ama yerim dar yaklaşımı yoktur.
  • Fikir paradan daha önemlidir.
  • İyi projenin alıcısı sizi garajda bile bulur.
  • Girişimcilik bir tutkudur ve çocukluktan itibaren geliştirilmelidir.
  • Girişimcilik risk almayı ve cesaretli olmayı gerektirir.