Borçlu, alacağını tahsil edebilmek için hukuk düzenine başvurduğunda, eğer elinde ilam veya ilam niteliğinde bir belge yoksa borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatır. Borçlu 7 gün içerisinde aleyhine başlatılan bu icra takibine ilişkin olarak böyle bir borcunun olmadığı veya ödendiği yönünde itirazda bulunabilir. Borçlunun bulunacağı bu itiraz halihazırda başlatılmış olan icra takibini durdurur. Alacaklı duran takibi yeniden başlatmak istiyorsa elinde İcra İflas Kanunu m.68 ve m.69’da belirtilen belgelerden birisi yoksa artık itirazın iptali davasını açması gerekir. Alacaklı açmış olduğu bu dava ile artık söz konusu itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu bu nedenle de kaldırılması gerektiğini, bunun yanı sıra da haksız olan itiraza karşılık icra inkar tazminatına hükmedilmesini mahkemeden talep eder. Böylelikle borçlu ve alacaklı arasındaki dava süreci başlamış olur.

İtirazın iptali davası genel hükümlere tabi olan bir davadır. Dava sonunda mahkemenin vermiş olduğu karar kesin hüküm teşkil eder ve ilam niteliğindedir.

İtirazın İptali Davası Açılmasının Şartları Nelerdir?

  • İlk olarak ortada geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. Geçerli bir ilamsız icra takibinin söz konusu olabilmesi için kural olarak ortada genel haciz yoluyla başlatılmış bir ilamsız icra takibinin bulunması gerekir. İlamsız icra da kanuna göre yalnızca para ve teminat alacakları için gidilebilen hukuki bir yoldur. Örneğin elinizde bir çek, bono, poliçe niteliğinde bir belge varsa veyahut da alacak konusu altınsa ilamsız icra yoluyla takip yapılamaz. Kanundaki istisnai hükümler saklıdır.
  • Borçlunun hukuka uygun olarak başlatılan ilamsız icra takibine usulüne uygun olarak itiraz etmiş olması gerekir. Borçlu kendisine gönderilen ödeme emrine 7 gün içerisinde hiçbir sebep göstermeksizin itiraz etme hakkına sahiptir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta borçlu şayet imzaya itiraz etmek istiyorsa, bunu ayrıca belirtmesi gerekir. Genel olarak yaptığı itiraz imzaya itirazı kapsamaz. Aksi halde imzayı kabul etmiş sayılır. Borçlunun itiraz sırasında mutlaka borcun esasına da itiraz etmesi gerekir. Borçlu yetkiye, göreve itiraz etmiş ve fakat borcun esası hakkında herhangi bir itiraz yöneltmemişse alacaklı bu itirazın kaldırılmasını İcra Mahkemesi’nden talep ettikten sonra itirazın iptali davasını açmaksızın takibi devam ettirebilir. Takibin durması ve davanın açılabilmesi için mutlaka esas hakkında da itirazda bulunmuş olmak gerekir.
  • Davanın kanunda belirtilen süre içerisinde açılmış olması gerekir. Bu süre, borçlunun borca itirazının alacaklıya tebliğ edilmesinden itibaren 1 yıldır. Alacaklı bu süre zarfında davayı açması gerekir. Aksi takdirde hak düşürücü bir süre olduğu için dava şartı yokluğundan davası reddedilir.
  • Alacaklının davayı açmada hukuki yararının bulunması gerekir. Alacaklı var olmayan borcu yalnızca borçluyu taciz etmek, rahatsız etmek için açıyor olmamalı, gerçekten alacağını tahsil etmek amacıyla açıyor olmalıdır. Bununla birlikte şayet alacaklı mahkemeye başvurmadan alacağına kavuşma imkanına sahipse itirazın iptali davasını açmada hukuki yararının bulunduğu söylenemez. Hukuki yararın bulunması için borçlunun tek çaresinin davayı açmak olması gerekir.

Bu şartlar ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen dava şartlarının varlığı halinde itirazın iptali davası açılabilir.

İtirazın İptali Davası Nasıl Açılır?

Davanın konusu borçlunun itiraz etmiş olduğu takip alacağıdır. Davada davacı sıfatı alacaklıda, davalı sıfatı da borçlu üzerindedir. Davacı itirazın iptalini isteyebileceği gibi kaldırılmasını da talep edebilir. Ancak kaldırılmasını talep ederse icra inkar tazminatını aynı dava içerisinde talep edemez. Genel hükümlere tabi olan ikinci bir alacak davası açması gerekir.

İtirazın İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme Neresidir?

Görevli mahkeme alacağın türüne göre değişir. Örneğin taraflar arasındaki ilişki bir tüketici ilişkisi ise görevli mahkeme tüketici mahkemesidir, taraflar arasındaki ilişki ticari bir işten, ticari bir işletmeden kaynaklanıyorsa görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir. Ancak genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Borcun niteliğinde göre özel görevli mahkemelere başvurmak gerekebilir.

Yetkili mahkeme ise genel yetki kuralları gereğince davalının ikametgahındaki mahkemedir.

İtirazın İptali Davasında Hangi Kararlar Çıkabilir?

1- Dava Kabul Edilebilir

Mahkemenin davayı kabul etmesi davacının haklı olduğuna ve ortada bir borcun bulunduğuna hükmetmesi anlamına gelir. Bu ihtimalde davalı davayı kaybetmiştir. Dava kabul edilir ve itirazın iptaline mahkemece karar verilir. Koşulları oluşmuşsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de mümkündür. Davanın kesinleşmesi beklenmeksizin haciz işlemi devam eder.

2- Davanın Reddedilmesi

Dava usulden değil esastan reddedilmişse ortada böyle bir borcun bulunmadığına mahkeme kanaat getirmiş demektir. Bu ihtimalde davalı davayı kazanmıştır. Davacı artık dava konusu alacak hakkında herhangi bir takip başlatamayacağı gibi ikinci bir dava dahi açamayacaktır. Koşulları oluşmuşsa alacaklı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilebilir.

İcra İnkar Tazminatı Nedir?

İcra inkar tazminatı; borçlunun kötü niyetle, aslında var olan bir borca sırf alacaklının durumunu zora sokmak, davayı sürüncemede bırakmak amacıyla ödeme emrine itiraz etmemesi adına kanun koyucu tarafından getirilmiş bir müessesedir. Buna göre mahkeme borçlunun itirazının haksız ve mesnetsiz olduğuna karar verirse, alacaklı da talepte bulunmuşsa işbu davaya konu olan alacağın %20’sinden az olmamak koşuluyla borçluyu icra inkar tazminatı adı altında alacaklıya uygun bir miktar para ödemeye mahkum edebilir.