Bu ülkede yani güzel Türkiye’mizde bir kere olsun da vatanını, milletini seven, onun değerlerini kendi değeri bilen kişiler örnek gösterilsin. İşte bu yazı bununla ilgilidir.

Kemal Sunal çocukluk yıllarımda herkesin olduğu gibi benimde severek izlediğim bir oyuncuydu. Onun filmleri bir kez değil defalarca izlenir. Severek izlenir ama daha sonraları fark ettiğim bir ayrıntı beni ondan soğuttu. Evet Kemal Sunal hiçte düşündüğümüz gibi sevilecek birisi değil. O bir din düşmanı. Filmlerinde hep din adamlarını aşağılamış, onları dolandırıcı ve halkın bilgisizliğinden faydalanan birer şarlatan olarak göstermiştir. Bu bir kez olan bir şey değildir. Defalarca tekrarlanır. Tekrarlanır ki halkın beynine bu şekilde işlesin. Bunun kasıtlı yapılan bir iş olduğunu aklı başında olan herkes anlayabilir. Eğer bunu şimdiye kadar fark etmediyseniz lütfen bu saatten sonra izlediğimiz programlara bu bilinçle bakalım. Bakalım ki bilmeden, istemeden kendi mezarını kazan kişi durumuna düşmeyelim.

Günümüzde de sanat dünyası pek farklı sayılmaz. Sanatçı dediğimiz pek çok kişinin “Gezi olayları” sırasında meydanlara indiğini gördük. Adları sanatçı olan bu kişilerden bazıları haklarında başlatılan soruşturma nedeni ile yurtdışına kaçmışlardır. Halkımız çok bilinçsiz ve uzun zaman önce onun üzerinde uygulanan baskı ile kendi milli kimliğinden kendi isteği ile vazgeçmiştir. Durum böyle olunca meydan din düşmanlarına, fonlanması yurtdışından yapılan kişilere kalıyor.

Kemal Sunal, o kendi hayatını yaşadı ve bu dünyadan göçüp gitti. Bazıları gibi ben ona rahmet dilemiyorum. Çünkü o safını yaşarken belli etti ve tuttuğu yol bizim onayladığımız bir yol değildi.