Kıymetli evraklar ticari hayatın vazgeçilmez birer unsuru olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Kıymeti evraklar kendilerine has yapıları ile öyle senetlerdir ki, hak ve senet iç içe geçmiştir ve birbirinden bağımsız olarak ileri sürülmesi mümkün değildir. Kıymetli evrakın kıymetli evrak özelliğini kaybetmesi iki durumda mümkün kılınmıştır:

1- Kıymetli evrakın içerdiği hakkın son bulması,

2- Kıymetli evrakın zayi olması ve bununla bağlantılı olarak da iptal davası neticesinde iptal edilmesi.

Kıymetli Evrakın Zayi Olması Ne Demektir?

Kıymetli evrakın zayi olması senedin bir şekilde hak sahibinin elinden rızası dışında çıkarak kaybolması, yırtılması, yanması, okunamayacak duruma gelmesidir. Ancak zayi olmak bunlarla sınırlı değildir. Önemli olan hak sahibinin elinden rızası dışında çıkması ve artık senedin niteliği itibariyle maddi yapısının tahrif edilmesi, bozulmasıdır.

Kıymetli Evrakın Ziyaı Halinde Ne Yapılır?

Kıymetli evrakın zayi olması halinde mahkeme tarafından iptal kararı verilebilir. Kıymetli evrakın zayi olması en çok hak sahibini kötü etkilemektedir. Çünkü ne hakkını ileri sürüp alacağını tahsil edebilecek ne de rızası dışında ele geçirilen senedin bir başkası tarafından muhataba ileri sürülüp ödettirilmesi halinde alacağına kavuşabilecektir. Bu nedenle kıymetli evrakı zayi olan kişinin hakkını senedi ibraz ederek ileri sürme imkanı söz konusu olmayacaktır. İptal müessesesi ile bunun önüne geçilmek istenmiştir. Kıymetli evrakın zayi olması içerdiği hakkın da zayi olacağı anlamına gelmeyeceği için mahkemeden iptal talebinde bulunulması en iyi çözüm yoludur.

İptal Davası Açabilmenin Şartları

İptal davasının açılabilmesi için öncelikle senedin kıymetli evrak niteliğine haiz olması ve ardından da zayi olması gerekir. İkinci olarak da kıymetli evrakın iptali talebinin mahkeme aracılığıyla ileri sürülmesi gerekir. Adi senetlerden önemli bir farkı da burada ortaya çıkmaktadır. Çünkü adi senetlerde, senedin zayi olması halinde Türk Borçlar Kanunu m.105 uyarınca mahkemeye başvurmaksızın da senedin iptali mümkündür.

İptal davasını açmak bakımından yetkili kişi kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişidir.

Kıymetli evrakın iptali davaları hasımsız olarak açılır. Yani çekişmesiz yargı işi niteliğinde davalardır.

İptal Davasının Hükümleri

Mahkemenin senedin iptaline karar vermesi halinde hak senetten ayrılacaktır. Bu durumda hak sahibi, hakkını senetten ayrı olarak ileri sürebilecek veya alacak henüz muaccel değilse yeni bir senet düzenlenmesini isteyebilecektir. Borçlu bakımından da iptal kararının etkisi, iptal kararının ibraz edilmesi halinde borcunu ödeyerek borcundan kurtulabilmesidir. Ortada fiziki anlamda bir senet olmasa da borçlu hamile karşı ileri sürebileceği defileri iptal talebinde bulunan kişiye karşı da ileri sürebilir.

İptal kararı ile birlikte alacaklı alacağını kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla tahsil etme imkanını yitirir.

Kıymetli evraklarda iptal usulü ve ödeme yasağı kıymetli evrakın türlerine göre farklılık arz etmektedir. Buna göre:

1. Hamiline Yazılı Senetlerde Ödeme Yasağı ve İptal Usulü

Borçlu kural olarak vade tarihi geldiğinde senedi elinde bulunduran hamile karşı ödeme yapmakla yükümlüdür. Ancak kıymetli evrakın zıyaı halinde bu durum alacaklı açısından tehlike oluşturabilir. Bunun için ziyaıya uğrayan kıymetli evrakın sahibi ilk olarak mahkemeden ödeme yasağı konulmasını talep etmelidir. Ödeme yasağının konulması ile birlikte borçlunun senedi ibraz edene ödeme yapmaması gerektiğine aksi halde mükerrer ödeme yapabileceğine dikkat çekilir.

Hamiline yazılı senetlerin iptali için görevli ve yetkili mahkeme borçlunun yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesidir. Eğer pay senedinin ziyaı söz konusu ise anonim şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi yetkili ve görevlidir.

Hamiline yazılı senet için ödeme yasağı konulduktan sonra yapılması gereken ikinci aşama senedin iptali için davanın açılmasıdır. İptal için mahkemeye başvurduktan sonra dilekçe sahibinin senedin zayi olduğuna dair inandırıcı açıklamalarda bulunması gerekir. Mahkeme dilekçe sahibinin açıklamalarından senedin zayi olduğuna kanaat getirirse senedi elinde bulunduran ancak belirli olmayan hamili ilan yoluyla senedi belirli bir süre içerisinde ibraz etmeye çağırır ve aksi halde senedin iptal olunacağını ilan eder. Bu ilan 3 kez 6 ay aralıklarla Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yapılır. İlanın ardından iki seçenek söz konusudur:

1- Senet ibraz edilebilir. Senedin ibraz edilmesi halinde mahkeme dilekçe sahibine senedin iadesi davasını açması için süre verir. Şayet bu süre içerisinde dava açılmazsa ödeme yasağı kaldırılır ve senet iade edilir. Ancak belirtmek gerekir bu dava yalnızca iyi niyetli olmayan hamile karşı açılır. Çünkü hamiline yazılı senedi iyi niyetle iktisap edenin kazanımı korunur.

2- Senet getirilmeyebilir. Bu ihtimalde senedin iptaline karar verilir. Şayet senedin vadesi gelmemişse yeni bir senet düzenlenmesi de talep edilebilir.

2-Nama Yazılı Senetlerde İptal Usulü

Nama yazılı senetlerin iptalinin de mahkemeden talep edilebilmesi mümkündür. Ancak nama yazılı senetler bakımından kanun koyucu farklı ihtimaller benimsemiş, farklı iptal yolları öngörmüştür:

· Basit İptal Usulü

Basit iptal usulü, hamiline yazılı senetlerin iptalindeki sürelerin kısaltılması bakımından kolaylaştırılmış bir iptal türüdür. Basit iptal usulünün senette öngörülmüş olması haline yürürlüğe konması mümkündür. Senedin iptali bu yolda da mahkeme aracılığıyla sağlanır. Ancak ilan süresi altı aydan kısa olabilir. İlan sayısı da 3 kez olmak zorunda değildir. Mahkemenin takdirine göre bir veya iki kez de ilan yapılabilir.

· Mahkeme Kararı Olmaksızın Ödeme

Nama yazılı senetler, kıymetli evraklar arasında kamu güvenliğine haiz olmayan ve alacağın temliki suretiyle temlik edilebilen senetlerdir. Bu nedenle kıymetli evraklardan farklı hususlar haklarında öngörülmüştür. Buna göre nama yazılı senedin zayi olması halinde borçlu dilerse mahkemeye başvurmaksızın bir belge karşılığı ödeme yaparak borcundan kurtulabilir. Borçlu alacaklıdan kendisine senedin iptal edildiğini ve borcun ödendiğini gösteren resmen düzenlenmiş veya usulüne uygun olarak onaylanmış bir belge vermesini talep edebilir. Böylelikle senet ibraz edilmeksizin ve iptaline karar verilmeksizin borçlu ödeme yapabilir.

3- Poliçeler Bakımından Ödeme Yasağı ve İptal Usulü

Ödeme yasağı, ödeme yerinde veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden talep edilebilir. Mahkeme ödeme yasağı kararını koyduktan sonra muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi imkanı verir ve tevdi yerini gösterir.

Poliçenin iptali bakımından da şayet poliçeyi elinde bulunduran kişi biliniyorsa mahkeme tarafından bu kişiye karşı iade davası açılması için dilekçe sahibine süre verir. Dilekçe sahibi süresinde iade davasını açmazsa ödeme yasağı kaldırılır. Ancak poliçeyi elinde bulunduran kişi bilinmiyor da olabilir. Bu ihtimalde mahkemeden poliçenin iptaline karar verilmesi talep edilir. İptal talebinde bulunan kişi bakımından:

· Poliçe kendisinin elinde iken zayi olduğunu inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sunması,

· Senedin bir suretini ibraz etmesi veya senedin esası hakkında mahkemeye bilgi vermesi talep edilir.

Bu aşamalar yerine getirildikten sonra mahkeme senedin zayi olduğuna kanaat getirirse poliçenin getirilmesine ilişkin bir ilan yapar. Poliçenin belirli bir süre içerisinde mahkemeye getirilmesi aksi halde poliçenin iptal edileceği ilan olunur. Poliçenin mahkemeye getirilmesi süreci en az 3 ay en çok da bir yıl olarak belirlenebilir. Bu süre vadeden itibaren başlar. İlan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde üç kere yayınlanır. Şayet bu süreler içerisinde poliçe mahkemeye ibraz edilirse mahkeme dilekçe sahibine iade davasını açması için süre verir. Ancak bu süreler içerisinde poliçe mahkemeye ibraz edilmezse senedin iptaline karar verilir. İptal kararı ile poliçe elinde iken zayi olan kişi poliçeyi ibraz etmeksizin hakkını ileri sürebilme imkanına kavuşur.