Otrar Faciası
XIII. yüzyıl başlarında Orta Asya’da Cengiz Han‘ın kurduğu Moğol Devleti gittikçe gelişmiş ve büyük bir askerî güç haline gelmişti. Moğol Devleti hakkında bilgi edinmek için Harzemşahların sultanı Alâeddin Muhammed, Cengiz Han’a elçi gönderdi. Cengiz Han bu durumdan çok memnun oldu ve iki devlet arasında, ticaretin geliştirilmesi için bir antlaşma yapıldı. (1218)
Cengiz Han antlaşmanın imzalanmasından sonra 500 kişilik bir ticaret kervanını Harzemşahlara gönderdi. Harzemşahların Otrar şehrine gelen kervan, Otrar valisi İnalcık tarafından durdurularak tutuklandılar. Kervanın mallarına el koyan İnalcık, kervandakileri de casuslukla suçlayarak öldürttü. (1218)
Tarihte Otrar Faciası diye isimlendirilen bu olay sonrasında, Harzemşahlarla Moğolların arası gerginleşti. Cengiz Han bir elçi göndererek bu olaya karışanların cezalandırılmasını, İnalcık’ın kendilerine teslim edilmesini ve kervanın zararı için de tazminat ödenmesini istedi. Sultan Alâeddin bu istekleri redettiği gibi elçiyi de öldürttü. Bu olay üzerine Cengiz Han hazırlıklarını tamamlayarak 1220 yılında Harzem seferine çıktı.
İşte bu sefer sonucunda Cengiz-Moğol imparatorluğu bugünkü bildiğimiz son sınırlarına kadar büyüme evresine girmiştir.
Otrar olayında tarihçiler sorumlu olarak Alâeddin Muhammed’i gösterirler. Yani hata ondadır. Alâeddin Muhammed Çin’e sefer düzenlemek ve oranın zenginliklerini kendisi ele geçirmek istiyordu. Fakat Cengiz Han’ın önce davranması ve elçiler göndererek ticaret anlaşması yapacakları zaman Cengiz Han’ın kendisine “en sevgili oğlum” diye hitap etmesini gururuna yedirememiştir.
Cengiz Han’ın liderliğindeki Moğol ordusu Otrar’a gelerek şehirde hiç canlı bırakmamıştır. Hatta kedi ve köpekler yakalanarak öldürülmüştür. Otrar valisi İnalcık’ın akıbeti erimiş kurşun dökülmek suretiyle cezalandırılmak olur.