Ümit Özdağ, Türk siyasetçi, siyaset bilimci ve yazardır. Zafer Partisi‘nin kurucusu ve genel başkanı; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde İstanbul milletvekilidir.

Ümit Özdağ sözleri

  • Uygarlık tarihinin her yüzyılının %87’sinin savaşlar ile geçtiği geriye kalan %13’ünün ise savaş hazırlıklarına ayrıldığı düşünülür ise askerî istihbaratın önemi kendiliğinden ortaya çıkar.
“Bir gün Hatay bizim olacak” düşüncesi her Suriyelide mevcuttur.
  • Cumhuriyet’imizin temeli olan Türk kimliği parçalanarak yerine etnik kimlikler konulmaya ve Türkiye bir iç savaşa, bir Türk Kerbelâsı’na itilmeye çalışılmaktadır.
  • PKK için 1984’ten bu yana eline silâh alanların toplam sayısı 30 bini geçmez iken Türkiye Cumhuriyeti’ni savunmak için ellerine silâh alan, bu devlete inanan korucu ünvanlı Kürtlerin sayısı gönüllülerle birlikte 100 bine ulaşmıştır.
  • İnanılır gibi değil ancak Türk olmak, gerçekten suç oldu.
  • Türk çocukları Suriye’de savaşırken Suriyeli gençler Fatih’te bodybuilding yapıyor, Sultan Ahmet’te nargile içiyor.
  • Suriyeli sığınmacıların gelişinden sonra Türkiye’de bir Suriye mafyası oluşmaya başlamıştır. İşsiz, eğitimsiz , umutsuz, Türk toplumu ile herhangi bir bağı olmayan ve kimlik krizi yaşayan, iç savaş depresyonu geçiren genç Suriyeliler için Suriye mafyası ideal bir iş alanı olacaktır. Suriyelilerin Türkiye’ye aidiyet duygusu yok.
  • Algı yönetiminin amacı, insanların en güçlü organları olan beyinlerine nüfuz ederek onların dış dünyayı “istenilen şekilde” algılamalarını sağlamak ve böylece yargılarının da istenilen yönde şekillenmesini sağlamaktır.
  • Akılda tutulması gereken husus, propagandayı hazırlayanın kendisine ve kendisi gibi düşünen dar çevreye değil, kendisi gibi düşünme ihtimali olan, kendisi gibi düşünmesini istediği çevreyi ikna etmek için propaganda yaptığı hususudur.
  • Daha bugünden Kilis’te Türkler azınlıkta, Suriyeliler çoğunluktadır. Ve Kilis’te Suriyeli nüfusu artarken Türk nüfusu azalmaktadır. Kilis’te Suriyeliler Türklere “Devlet buraları bize verdi, siz buradan gideceksiniz.” demektedir. Kilis’e Suriye’den Arap nüfus gelmeye devam ederken Kilisli Türkler ise Kilis’i her geçen gün daha büyük nüfuslarla terk etmektedir.
  • 2018’de Süleyman Soylu, “Benim ülkemde 380 bin Suriyeli çocuk doğdu. Keşke doğar doğmaz vatandaşlık verseydik. Meclis yardım ederse veririz.” demiştir.
  • “Ayrıca bedava sağlık hizmetlerinden istifade eden Suriyeliler, sağlık sistemi üzerinde çok büyük bir yük oluşturmaktadır. Türk vatandaşlarının para ödediği hizmeti, Suriyelilerin yıllardan bu yana bedava alması kabul edilebilir değildir. Bedava sağlık hizmetlerini kapsamında tüp bebek tedavisi bile vardır..”
  • “Stratejik göç mühendisliğinin ikinci hedefi de Türkiye’de iç savaş çıkararak Türkiye’den de bir Kürdistan çıkarmaktır. Ancak Türkiye’de sosyolojik olarak tek bir millet, yani Türk milleti olduğu için Türk-Kürt veya Alevi-Sünni üzerinden iç savaş çıkarmak mümkün görünmemektedir. İç savaş için bir dış ‘patlayıcı fünye’ye ihtiyaç vardır. Bu patlayıcı fünyenin Anadolu’ya yabancı, ikinci bir millet olarak getirilen Suriyeli Araplar olması tasarlanmıştır. Her ne kadar çok farklı bir dinbilimsel, sosyolojik, tarihi kategori olan Ensar-Muhacir ilişkisini siyasal bir masala dönüştürerek Türk halkının önüne koyanlar, Suriyelilerin suça karışma oranının Türklerin suça karışma oranından daha az olduğu iddia etseler de durum öyle değildir. Uluslararası Kriz Grubu tarafından açıklanan rakamlara göre sadece 2017 yılında Suriyeliler ile Türk vatandaşları arasında 181 şiddet olayı gerçekleşmiş ve 35 kişi hayatını kaybetmiştir. Öte yandan 2011’den Haziran 2020’ye kadar Suriyelilere yönelik toplam 141 toplu saldırı ve şiddet eylemi gerçekleşmiştir. Bunlar, ısrarla dikkat çektiğimiz ateşlenmek istenen içi savaşın uzaktan gelen ayak sesleridir..”
  • “Anadolu gayrimenkul değil vatandır! Tarihin en zor vatanlaşan, uğruna en fazla bedel ödenen, ödenmeye devam edilen coğrafyasıdır. Bu coğrafyada vatandaş olmak kendi vatanı için savaşmayanların, canım dönmek istemiyor diyenlerin işi değildir, olamaz..”
  • İdeolojik bir yaklaşım olmayınca, milliyetçi siyasal partilerin politikalarını ilkeler değil, ilkesizlikler, kişisel tercihler, korkular, menfaatler belirlemektedir.
  • Bombalandıkları için gelmediler, gelsinler diye bombalandılar.
  • Amerikalı tarihçi Justin McCarthy, “Ölüm ve Sürgün” adlı her Türk’ün başucu kitabı olması gereken kitabında 1812’de başlayan Yunan ayaklanmasından 1922’ye kadar Balkanlar ve Kafkaslar’dan 5 milyon Türk’ün ve Müslüman’ın Anadolu’ya göç ettiğini, 4,5 milyon Türk ve Müslüman’ın öldürüldüğünü kaydetmektedir.
  • Tekrar altını çizelim; hâlen ülkemiz bir savaş aracı olarak kullanılan stratejik göç mühendisliği sonucunda gizli bir istila ile karşı karşıyadır.
  • … Türkiye’nin büyük bir bölgesi sessiz sedasız işgal edilmektedir. Ve bu işgal, Türk milletinin parasıyla finanse edilmektedir.
Suriye’den gelen kavimler göçünü ensar-muhacir örneğine dayandırarak anlatmak, halkın dinî duygularını istismar etmekten başka bir şey değildir. Mekke’den Medine’ye Hz. Peygamberimizin Hicret’i gerçekleştiğinde Mekke’nin nüfusu 25 bin, Medine’nin nüfusu 12 bin civarında idi. Göç edenlerin sayısı ise 180 civarındaydı. Bu örnekle Suriyeli göçünü sayısal anlamda bir tutmak mantık dışıdır.
  • Bütün bunların ötesinde kendimize sormamız gereken soru, Suriyeli Arapların Türk vatandaşlığı verilince Türkiye’yi bizim gibi sevip sevmeyecekleridir. Türkiye-Suriye futbol maçında hangi takımı tutacaklardır? Gururla Türk bayrağı asacaklar mıdır? Bu ülke için savaşmaya hazır olacaklar mıdır? Kendilerini Türk tarihinin bir parçası hissedecekler midir? Çocukları askerde şehit olursa “Vatan sağ olsun” diyecekler midir? Vatandaş olmak böyle bir şeydir. Özetle entegrasyon, bir hayaldir. Ve sonucu Türkiye için etnik cehennem olacaktır.
  • İnsanlar genellikle, kendi işleri dışındaki diğer uğraşların önemini kabul etmek istemezler. Örneğin, “Öğretmenler sekiz ay çalışır dört ay yatarlar”
  • Türkiye dışında gidecek ikinci bir vatanı olanlar, Türk milletini Türkiye’yi yabancı güçlerin dolaylı-dolaysız denetimine teslim etmekte hiç tereddüt göstermeyeceklerdir ve göstermemektedirler.
  • “Saray Rejimi” muhalefetteki siyasi partilere seçimlere “katılma hakkı” veriyor ancak seçimleri kazanma hakkı vermiyor.
  • “Türkiye’nin en önemli değeri insani sermaye, yetişmiş gençlerin önemli bir bölümü, Türkiye’den göç etmeyi düşünmektedir.”
  • Ekonominin düze çıkması, ekonomik rasyonalitelere bağlı olduğu kadar, psikolojik faktörlere de bağlıdır.
  • Krizi aşmanın yolu mucizeler yaratmak değil. Atılması gereken iki temel adım var: Birinci adım devletten başlayarak tasarruf, tasarruf, tasarruf Ve ikinci adım devletten başlanarak üretim, üretim, üretim.
Meral Akşener, 6’lı masayı dağıtıp kalkacağını düşünüyorum. Kalkmaya hazırlanıyor. Meral Akşener, AK Parti’yi devirmeye oynamıyor. Ana muhalefet olmaya oynuyor. İYİ Parti’deyken ben AK Parti’den oy almayı düşünüyordum, Meral hanım CHP’den alalım diyordu.
  • Erdoğan, 1921 anayasasını (Devletin dini İslamdır yazan) istiyor. Biz laik anayasayı istiyoruz. Önümüzdeki seçimlerde ülkenin laik kalıp kalmayacağına karar vereceğiz.