Düşünün ki, siz bir madencisiniz ve bir yerde altın, başka bir yerde ise demir madeni keşfettiniz. Hangisini çıkarmak sizin önceliğiniz olurdu? Yoksa altın madenini işledikten sonra, "Burada çok çalıştık, gidip biraz da demir madeninde çalışalım mı?" diye düşünür müydünüz? Aynı şekilde, değerli bir işle meşgulken daha az değerli bir işe vakit ayırmak mantıklı gelmez. İşte, Nakşibendi tarikatına giren bir kişi için de durum benzerdir. Tıpkı değerli metali işleme konusundaki önceliğiniz gibi, Nakşibendi yoluna giren bir kişinin de tüm vaktini bu yolda ilerlemeye ayırması gerekir.

Nakşibendi tarikatı, ülkemizde oldukça tanınmış ve geniş bir mensubiyete sahip bir tarikattır. Ancak, geçmiş zamanlardaki büyük şahsiyetler gibi, günümüzde tarikat mensupları arasında benzer derecede etkili ve irşad edici kişilerin eksikliği hissedilmektedir. Bu durum sadece Nakşibendi tarikatına özgü değildir; diğer tarikatlar da benzer bir durumla karşı karşıyadır. Bu eksiklik, tarikatlerin kendisinden kaynaklanmaz, aksine tarikat mensuplarının yolun şartlarına yeterince riayet etmemeleri nedeniyle meydana gelir.

Nakşibendi tarikatı, manevi bir yolculuk olarak kabul edilir ve bu yolculukta belli ilkeler ve disiplinler bulunur. İnsanların içsel gelişimlerini desteklemek ve manevi yükselişlerini sağlamak amacıyla bu kurallar konulmuştur. Ancak, zaman içinde bazı tarikat mensuplarının bu ilkelerden sapmaya başladığı gözlenmiştir. Örneğin, değerlerini kaybeden, bencil davranışlar sergileyen veya sadece dünyevi arzulara odaklanan kişiler, tarikatin gerçek amacından uzaklaşır.

Tarikatın temel prensiplerine sadık kalmak, içsel dönüşümü ve manevi ilerlemeyi sağlamak için elbette büyük bir öneme sahiptir. Tarikatın öğretileri ve yaşam tarzı, insanın daha iyi bir birey olmasına yardımcı olurken, bu ilkeleri benimsemeyen kişilerin etkisi sınırlı olacaktır. Eski zamanlardaki büyük velilerin yarattığı etkiyi tekrar yakalamak için, her bir tarikat mensubunun kendi manevi yolculuğuna sadık kalmaları ve tarikatın temel ilkelerini yaşamlarına entegre etmeleri gerekmektedir.

Sonuç olarak, değerli bir işi önceliklendirmek ve ona odaklanmak, aynı şekilde Nakşibendi tarikatına giren bir kişinin manevi gelişimini önceliklendirmesi ve tarikatın öğretilerine sıkı sıkıya sarılması gerekmektedir. Geçmişteki büyük velilerin yarattığı etkiyi tekrar yakalamak için, her bireyin kendine çeki düzen vermesi ve içsel dönüşümünü gerçekleştirmesi kaçınılmazdır. Bu sayede, Nakşibendi tarikatı ve diğer tüm tarikatlar, insanların manevi yükselişine rehberlik edebilir ve daha anlamlı bir yaşamın kapılarını aralayabilir.