Söylenen sözleri duymaktayım, garip bir şeyler var bende söylenmeyeni dahi işitmekteyim. Ve dahi görmekteyim insanın yüzündeki memnuniyetsizliği. Rabbine karşı nankörlükte sınır tanımadığı halde istekleri bitip tükenmeyeni de bilmekteyim.

Geçte olsa anlıyorum yavaş yavaş hiçbir işimin yolunda gitmeyeceğini. Halbuki çocukken etrafımdaki insanlar benden ne kadar da umutluydular. Kendi ailem dışında. Ben ailemi çocukken çok severdim fakat büyüdükçe anladım ki duygularımız karşılıklı değil. Üzgünüm ama benim ailemin bireyleri çok bencil kişiler.

Çok çalıştım fakat başarıya ulaşamadım. Artık bunun pek de mümkün olmadığı ortada çünkü daha çocuk yaşta, günahsız birinin duaları çabuk kabul olur diye düşünüyorum. Bu sebeple artık büyüdüğüme göre günahlarımda çoğalmış olmalı. Daha o zamanlar dualarım kabul olmadıysa, bu günahkar halimle nasıl olacakta benim işlerim yoluna girecek merak içerisindeyim doğrusu. Gittikçe umudumu kaybediyorum.

Bugüne kadar pek çok değişik işte çalıştım. Çoğunlukla da beden işçisi olarak ağır işlerde. Üstelik bu işlerin ben de hatırası bile var. Bel fıtığı. O da yetmezmiş gibi depresyonla boğuşuyorum. Citoles adında kullandığım bir ilaç var deyim yerinde ise hayata tutunmama yardım ediyor. Citoles kullanmadan önce kokulardan zevk almadığımı fark ettim. Tatlar da bana fazla bir zevk vermezdi. Başka ilaçlarda kullandım ve kullanmaya devam ediyorum. İlaçlar benim için bir sığınak oldular, kendi mutsuzluğumdan kaçtığım.

İlk işlerimden birini hatırlıyorum da az konuştuğum için işten atılmıştım. Başka bir işe ise iyi bir görünüşe sahip olduğum için beni almadılar. Bu olay daha sonra 20'li yaşlarımda yaşandı. İşveren benim okumuş biri olduğumu düşündüğü için zor şartlarda yapamayacağımı söyledi. Halbuki ben o sıralar lise mezunu bile değildim.

Birçok şeyden nefret ettiğim, birçok kişiden nefret ettiğim gibi sigaradan ve alkolden ve onları kullanan kişilerden de nefret ettim. Yaşadığım zor hayattan onların da sorumlu olduğunu düşündüm hep. Düşün ki bir işveren çalışanına üç kuruş fazla maaş vermemek için kırk takla atıyor ama mesele kendi alkol ve sigara giderleri oldu mu yaptığı harcamaları gözü görmüyor. Eğer bu kişi dinini düzgün yaşayan bir müslüman olsaydı o zaman alkol kullanamazdı. Alkol kullanamayınca parası cebinde kalır daha sonra çalışanına yüksek ücret vermese bile yine bu parayı bir ihtiyaç sahibine zekat olarak vermesi gerekirdi.

Sigara içen kişiler ve alkol kullananlar bu maddeler ile sadece bedenlerini uyuşturmuyorlar, ruhlarını da uyuşturuyorlar. Kalpleri kararıyor gerçeği görmez, işitmez bir hale geliyorlar.