Hakan Günday'ın 2003 yılında yayınlanan "Piç" romanı, toplumsal sorunlara ve insan psikolojisine dair derinlemesine bir bakış sunan etkileyici bir eserdir. Roman, bir fahişenin oğlu olan Anlatıcı'nın hayat hikayesini anlatır ve okuyucuya cinsel istismar, göçmenlik, uyuşturucu, yoksulluk ve insanlık dışı koşullarda hayatta kalma gibi pek çok zorlu konuyu ele alır.

Günday, "Piç"te insanın en temel dürtülerinin neler olduğunu sorgular ve bu dürtülerin kişinin hayatına ne şekilde yön verebileceğini gözler önüne serer. Anlatıcı'nın hayatındaki şiddet ve zulüm, okuyucuyu derinden etkiler ve toplumsal sorunların kökenine inmeye yönlendirir.

Romanın en etkileyici alıntılarından biri, Anlatıcı'nın şiddet dolu bir cinsel ilişki yaşadığı sahneyi anlatır:

"Sonra bir şeyler oldu, karanlıktı, aydınlatmak için bir mum bile yoktu. Ne zaman bittiğini anlamadım. Hiçbir şey hissetmedim ama her şeyi hissettim. Kırmızıyı, mavileri, sarıları, yeşilleri... Anladım ki hayatta kalmam gerekiyordu."

Bu alıntı, romanın temel temasına işaret eder ve insanların zor koşullarda bile hayatta kalmak için neler yapabileceğini gösterir.

Romanın bir diğer etkileyici alıntısı, Anlatıcı'nın göçmenlik deneyimine dairdir:

"Göçmen olmak, hiçbir yere ait olmamak, her yerde yabancı olmak demektir. Kimse sana ait değil, sen de kimseye aitsin. Seni kimsenin sevmediği bir yere gönderirler ve sen de orada yapayalnızsın."

Bu alıntı, göçmenlik deneyimini anlamak isteyen herkes için oldukça açıklayıcıdır ve göçmenlerin yaşadığı yalnızlığı ve aidiyetsizliği vurgular.

Sonuç olarak, Hakan Günday'ın "Piç" romanı, okuyuculara insanın en temel dürtülerine dair bir bakış sunarken, toplumsal sorunları ve insan psikolojisini derinlemesine ele alır. Romanın etkileyici alıntıları, okuyucuların insan doğasına ve toplumsal sorunlara dair düşünmesine neden olur.