Sanayi öncesi toplumda ilk olarak insan grupları “avcı” (hunting) ve “toplayıcı “dır (gathering). Sadece ihtiyaç duyulan yiyecekler, barınmak ve ısınmak için çalı çırpı toplanır. Buna “geçimlik ekonomi” (subsistence economy) denir. Sürekli yeni yerlere göç ederek ihtiyaçlar karşılanır. Zaman içinde hayvan besleme ve bitki yetiştirme keşfedilerek öğrenilince insanlar belirli yerlerde yerleşmeye başlar ve “bahçıvanlık” (horticulture) yaparlar. Daha sonra “Tarım toplumu” (agricultural society) denilen dönem başlar. Artık sürekli besin peşinde koşmak yerine, yerleşik hâle geçerler ve artan zamanlarında silah veya giyecek yaparlar. Hatta zamanla silah yapan, giyecek yapan, yiyecek yapan olarak aralarında iş bölümüne giderler.

İşte bu kendi geçimleri dışında üretim yapanlar, bunları diğer ihtiyaç maddeleri ile değiştirirler ve ilk kâr veya artı ürün (surplus) amaçlı ticaret böyle başlar. Bu durum yine ilk olarak insanlar arasındaki “eşitsizliklere” (inequality) kaynaklık eder. Daha sonra sabanın (plow) icadı ise tarım toplumun gelişmesine yol açar ve dolaysıyla eşitsizliklerin artmasını hızlandırır.