Taşınır veya taşınmazlarda mülkiyet hakkı birden fazla kişiye tahsis edilmiş olabilir. Bir şey üzerinde birden fazla kişinin malik olabilmesi için TMK iki farklı mülkiyet çeşidi öngörmüştür: Elbirliği (müşterek) mülkiyet ve paylı mülkiyet. Üzerinde paylı veya müşterek mülkiyet kurulmuş bir şeyin ferdi mülkiyete geçiş yollarından birisi, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ortaklığın giderilmesi yani izale-i şüyu davası açmasıdır.

Uygulamada ortaklığın giderilmesi davası en çok miras yoluyla kalan mallar için açılmıştır. Murisin ölümü halinde malik olduğu mallar bir kül halinde kanuni veya atanan mirasçıları üzerine kalır. Mirasçılar ise söz konusu mallar üzerinde müştereken maliktir. Yani her birisi bir bütün halinde maliktir ancak tek başına hiçbirinin söz hakkı yoktur. Bu durumda malların yönetimi oldukça zordur. Dolayısıyla mirasçılar arasında kendi iradeleri ile paylaşım yapılamamışsa içlerinden birisinin izale-i şüyu davası açması ile ferdi mülkiyete geçiş mümkün olacaktır.

Ortaklığın giderilmesi davası açıldığında, ferdi mülkiyete geçiş için iki yol vardır:

1- Aynen Taksim Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi: Taşınır ve taşınmaz niteliğindeki malların aynen bölünüp taraflara takdim edilmesidir. Ancak bu ihtimal genellikle çok zordur. Çünkü aynen taksim için davaya konu eşyaların değerinin eşit olması ve tam olarak davacı ve davalı sayısı kadar eşit bir şekilde bölünebilmesi gerekir. Aynı şekilde ortada bir arazi varsa; imar durumu, niteliği, yüzölçümü gibi hususlar ayrı ayrı değerlendirilmeye tabidir. Bilhassa tarım arazileri için bu husus daha zordur. Çünkü arazinin her yeri aynı değere sahip olmayabilir. Örneğin bir tarafı sulu tarım için gereken su çıkışına sahip olabilir veya yol kenarında olabilir. Diğer tarafta da aynı özellikler sağlanamadığı takdirde aynen taksim hak kayıplarına yol açacaktır. Bilhassa tarım arazilerinin veriminin düşmemesi için parça parça bölünmesi de çok istenilen bir durum değildir. Bu nedenle aynen taksim suretiyle ortaklığın giderilmesi zor ve her zaman uygulanması mümkün olmayan bir seçenektir.

2- Satış Suretiyle Ortaklığın Giderilmesi: Davaya konu taşınır ve taşınmaz malların icra suretiyle satılarak elde edilen bedellerin mirasçılar arasında bölüştürülmesidir. Bu uygulama ülkemizde daha çok tercih edilen ve hak zayiatlarının minimalize eden bir seçenektir. Bu ihtimalde mirasçılar terekedeki payları oranında satılan taşınır veya taşınmaz malların bedelleri üzerinde hak sahibi olacaktır.

Ortaklığın Giderilmesi Davası Kime Karşı Açılır?

Kendi aralarında anlaşma sağlayamayan mirasçıların tek çaresi olan izale-i şüyu davası; murisin bütün mirasçılarına karşı açılır. Burada tüm paydaşların, davalı olarak gösterilmesi taraf teşkili açısından zorunludur. Taraf teşkili sağlanamayan bir davanın yürümesi mümkün değildir. Paydaşlardan birisi ölmüş ise, ölen tarafın bütün mirasçılarının davaya taraf olarak eklenmesi gerekir.

Ortaklığın Giderilmesi Davası Hangi Mahkemede Açılır?

Ortaklığın giderilmesi davasında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, HMK’da belirlenen kesin yetki kuralları çerçevesinde taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Kesin yetki niteliği itibariyle dava şartı olduğu için davanın yetkisiz mahkemede görülmesi mümkün değildir. Görevsiz veya yetkisiz mahkemede açılan dava, dava şartı yokluğundan usulden reddedilecektir.

Davadan Feragat Hali

İzale-i şüyu niteliği itibariyle hem davacı hem de davalı taraf açısından benzer sonuçları doğuran bir dava türüdür. Yani davacı davayı açtığı için terekeden daha fazla pay alacak veya davalı taraf davalı konumunda olduğu için terekeden daha az pay alacak diye bir şey yoktur. Kanuni payları çerçevesinde taksim söz konusudur. Dolayısıyla istisnai bir düzenleme olarak davacı taraf, davadan feragat etse bile, davalıların davaya devam etmek istemesi halinde dosya yargılamadan düşmez, görülmeye devam eder.